“KENDİNE MEYDAN OKUMAYA VAR MISIN”

        Cümle tam şöyle başlıyordu “ herkesin önce Kendine meydan okuduğu bir gün dilerim “ ilginç ama  anlam dolu ve çarpan etkisi oluşturan bir cümle . Hatta insanın kendisini ,kendisi ile birleştiren ve kendisini özel hissettiren bir cümle. Özellikle  bu zamanda söylenmesi gereken en cesur kelime birliği gibi duruyor zannımca. Yaşanan onca şeylerin altında başkalarına ,başka canlılara hatta (haşa) Allah’a bir meydan okuma serüveni moda gibi yayılırken böyle bir ifadeyi dile getirmek cesur  bir gençliğin elinde olmalı. Evet bir genç kız sosyal bir platformda paylaştığı ifadeler yazının girişinde yazdığımın aynısı ve bir umudun fidesi. Ancak şunu belirtmeliyim ki “insanın önce kendine meydan okuması cesaret isteyen bir durum” Kolay olmadığı elbette aşikar ancak neden olmasın ki, hele tamda şu an . Ve elimizde varken böyle zeki ve cesur genç bir nesil. Onların  bunu fazlasıyla başarabileceğini inancım hala tam. Size ve başta kendime  sloganım şu olmalı ““ Kendine Meydan okumaya Var mısın “” 
           Belkide bilmiyorsundur nasıl olacağını ,nasıl işleyeceğini bu durumun . Belki de Tereddüt içindesin biliyorum . Bu slogan silkti seni ,titretti farkındayım . Tamda bunun için diyorum . Titreyip kendimize gelmenin tam sırası.  Öyle değil mi..? Yoksa sen hala Hafız-ı Şirazi' nin şu elmas kıymetinde ki cevheri duymadın mı..? “ Dünya öyle bir metaa değil ki bir nizaa değsin” yani dünya öyle sanılandan öte kıymetli bir yer değil ki kavga edelim. Eğer kavga edeceksek  günah işlememek ve ah almamak için kavga edelim . Yoksa elimizden kayıp gidecek her şey . Unutma “insan önce kendine meydan okudukça ,Meydan (ı) okuyabilir “ ancak “Meydan okumak içinde önce insanın içinde ki Meydan(ı) okuması gerek”. Yoksa  sen ben ve biz ,hepimiz birileri tarafından sürekli av olarak , bir avcı tarafından avlanmaya devam ederiz. Kim beni avlayabilir ki deme sakın . Neden dersen içinde ki nefis ve şeytan yetmez mi sana ,bize . bizi avlamak için .  Şimdi gelin , bırakalım dışımızdakileri.
          Neden mi çünkü hepimiz zaten nefis taşıyoruz ve “En büyük cihad nefis ile olan cihattir” demiyor mu peygamberimiz . Biz insanlığı  bu duruma getiren zaten nefis değil mi ..? Yani hırsımızın ,kötü huylarimizin kıskançlığımızın, hasetliğimizin ve daha bir çok şeyin sebebi nefsimiz değil mi..? O zaman bırakalım dışımızdakileri  yani birbirimizi. İçimizdekilere “ Meydan Okuyalım . Eğer içimizdekine Meydan okursak çoğu şeyi zaten  başarmış olacağız .Çünkü şimdiye kadar çoğu kez içimizdekiler avladı bizi ancak bizler farkında bile değildik . Şimdi içimizdekini biz avlayalım ve izini sürelim avlarımızın.  Yoksa ne Meydan okuyabiliriz nede Meydan(ı) ...? 
         Peki bunu nasıl başarabiliriz diyorsan Çok kolay hemen anlatıyorum . Nefsimizin şimdiye kadar itaatsiz davranışları karşısında ona yapılacak en güzel meydan okuma , bizim ona itaatin nasıl olması gerektiğini öğretmek olacak ama onun bize yaptığı gibi değil . Nasıl mı ..? Şöyle ; onun kan damarlarına içimizdeki sese itaat etmesi gerektiğini asilayıp, imanı hakikatlerin  nur ile dolu hikmetlerini ikinci bir defa  mecz edip artık rabbani emirlere uyması gerektiğini anlatalım . Hakikatleri ,görgü kurallarını ,örf ve adetlerimiz musbet olan geleneklerimizi ,saygımızı güven ve şefkatimizi bir annenin kilimi ilmek ilmek dokuması gibi nefsimizin idrakine mecz edelim . Bunu yaptıktan sonra  ,bekleyerek izini sürelim . Gün be gün takip edelim kendimizi . Takı Kendil(li) olmaya başladığımız kanaatine varana dek Bunu gönülden hissetmeye başlayana dek. Ve sonra bizi avladığı günlere inat ,yine emrettiginde ,itaatsiz davrandığı vakit ona “Mehâsinin hep mevhûbedir; seyyiâtın meksûbedir” yani “Sende bir güzellik var ise, sennden değildir, sana ihsan edilmiştir, yani mevhubedir sana.  Sende bir hata, günah var ise, O da senin kendindendir, yani  meksûbedir sana “deyip Hodgam  ,hodendiş ve bedbaht tavırlarına ,bir çekiç ile vurur gibi vuralım kafasına . Takı kendi içimizde ki nefsimizi  düzeltene dek. Eğer bunu başarabilirsek  yani günah işlemenin terkini sağlayabildiysek bir ikinci adıma ,oyunun ikinci level' ine atlayalım. Birincisinde nefsimizin emrettiği Hodgam ve kötü gunahların terkini öğrettik ona. İkinci level’ de ise  nasıl iyi şeyler yapabilirizin dersini vermeye çaba sarf ederek bir lokman hekim gibi “Kendimize  Meydan Okumanın” kapılarını aralamaya başladığımızın cilvelerini an be an izini sürelim ve sadece seyredelim .  

             İşte o zaman , izini sürdüğümüz her günde ömrümüzce bizi aslında avlayanın “İçimizdekiler” olduğunu fark ettiğimiz an ,artık biz avcı, onlar bizim avımız olacak . Sonra mı ne olacak ,”çok uzaklarda aradıklarımız aslında yüreğimizin kıyısında yıllardır bizleri hasretle bekledikleri anı yaşayacağız ve sadece yılların sinesinde taşıdığı göz yaşları ile Rabbin huzuruna kavuşacağız” Yani ,huzur ,özlem erdem ,doğruluk nezaket güzel sözlü olma  ,merhamet ve şefkat gibi bir çok şeyi karşılıklı olarak yani (Komşunun komşuya ,arkadaşın arkadaşa ve toplumun kendine ) olan saygısı  inşallah bir nur gibi inkişaf edecek. Son sözüm şu olmalı ki “İçindeki nefis ve şeytana meydan oku ki . Nefis ve şeytana yer kalmasın .’ Yani kendine meydan oku ki ,Kâinatı da okuyabilesin..
Şimdi “Kendine Meydan Okumaya Var Mısın..?”



“günah işlememek ve ah almamak için kavga edelim . Yoksa elimizden kayıp gidecek her şey . Unutma “insan önce kendine meydan okudukça ,Meydan (ı) okuyabilir “ ancak “Meydan okumak içinde önce insanın içinde ki Meydan(ı) okuması gerek”. Yoksa  sen ben ve biz ,hepimiz birileri tarafından sürekli av olarak , bir avcı tarafından avlanmaya devam ederiz. Kim beni avlayabilir ki deme sakın . Neden dersen içinde ki nefis ve şeytan yetmez mi sana ,bize . bizi avlamak için .  Şimdi gelin , bırakalım dışımızdakileri.
          Neden mi çünkü hepimiz zaten nefis taşıyoruz ve “En büyük cihad nefis ile olan cihattir” demiyor mu peygamberimiz . Biz insanlığı  bu duruma getiren zaten nefis değil mi ..? Yani hırsımızın ,kötü huylarimizin kıskançlığımızın, hasetliğimizin ve daha bir çok şeyin sebebi nefsimiz değil mi..? O zaman bırakalım dışımızdakileri  yani birbirimizi. İçimizdekilere “ Meydan Okuyalım . Eğer içimizdekine Meydan okursak çoğu şeyi zaten  başarmış olacağız .Çünkü şimdiye kadar çoğu kez içimizdekiler avladı bizi ancak bizler farkında bile değildik . Şimdi içimizdekini biz avlayalım ve izini sürelim avlarımızın.  Yoksa ne Meydan okuyabiliriz nede Meydan(ı) ...? 
         Peki bunu nasıl başarabiliriz diyorsan Çok kolay hemen anlatıyorum . Nefsimizin şimdiye kadar itaatsiz davranışları karşısında ona yapılacak en güzel meydan okuma , bizim ona itaatin nasıl olması gerektiğini öğretmek olacak ama onun bize yaptığı gibi değil . Nasıl mı ..? Şöyle ; onun kan damarlarına içimizdeki sese itaat etmesi gerektiğini asilayıp, imanı hakikatlerin  nur ile dolu hikmetlerini ikinci bir defa  mecz edip artık rabbani emirlere uyması gerektiğini anlatalım . Hakikatleri ,görgü kurallarını ,örf ve adetlerimiz musbet olan geleneklerimizi ,saygımızı güven ve şefkatimizi bir annenin kilimi ilmek ilmek dokuması gibi nefsimizin idrakine mecz edelim . Bunu yaptıktan sonra  ,bekleyerek izini sürelim . Gün be gün takip edelim kendimizi . Takı Kendil(li) olmaya başladığımız kanaatine varana dek Bunu gönülden hissetmeye başlayana dek. Ve sonra bizi avladığı günlere inat ,yine emrettiginde ,itaatsiz davrandığı vakit ona “Mehâsinin hep mevhûbedir; seyyiâtın meksûbedir” yani “Sende bir güzellik var ise, sennden değildir, sana ihsan edilmiştir, yani mevhubedir sana.  Sende bir hata, günah var ise, O da senin kendindendir, yani  meksûbedir sana “deyip Hodgam  ,hodendiş ve bedbaht tavırlarına ,bir çekiç ile vurur gibi vuralım kafasına . Takı kendi içimizde ki nefsimizi  düzeltene dek. Eğer bunu başarabilirsek  yani günah işlemenin terkini sağlayabildiysek bir ikinci adıma ,oyunun ikinci level' ine atlayalım. Birincisinde nefsimizin emrettiği Hodgam ve kötü gunahların terkini öğrettik ona. İkinci level’ de ise  nasıl iyi şeyler yapabilirizin dersini vermeye çaba sarf ederek bir lokman hekim gibi “Kendimize  Meydan Okumanın” kapılarını aralamaya başladığımızın cilvelerini an be an izini sürelim ve sadece seyredelim .  

             İşte o zaman , izini sürdüğümüz her günde ömrümüzce bizi aslında avlayanın “İçimizdekiler” olduğunu fark ettiğimiz an ,artık biz avcı, onlar bizim avımız olacak . Sonra mı ne olacak ,”çok uzaklarda aradıklarımız aslında yüreğimizin kıyısında yıllardır bizleri hasretle bekledikleri anı yaşayacağız ve sadece yılların sinesinde taşıdığı göz yaşları ile Rabbin huzuruna kavuşacağız” Yani ,huzur ,özlem erdem ,doğruluk nezaket güzel sözlü olma  ,merhamet ve şefkat gibi bir çok şeyi karşılıklı olarak yani (Komşunun komşuya ,arkadaşın arkadaşa ve toplumun kendine ) olan saygısı  inşallah bir nur gibi inkişaf edecek. Son sözüm şu olmalı ki “İçindeki nefis ve şeytana meydan oku ki . Nefis ve şeytana yer kalmasın .’ Yani kendine meydan oku ki ,Kâinatı da okuyabilesin..
Şimdi “Kendine Meydan Okumaya Var Mısın..?”

Erkam Yıldırım.































( Kendine Meydan Okumaya Var Mısın başlıklı yazı #eryld tarafından 3.04.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.