Ey sevgili yar!

Sen, tutan ellerim, gören gözlerimsin.

Sen, abitlerin meclisinde, verdiğim sözlerimsin.

Sen, beni ben yapan, namus ve şerefimsin.

Ve sen, şipşirin uykulara daldıran en güzel hülyalarımsın.

 

Ey sevgili yar!

Sen, gönül tarlasında, helal çalışan bir ırgatın, alın terisin.

Sen, sadece ve sadece sana meftun olan bu gönlümün ferisin.

Sen, barış ve kardeşliğin, en manidar remzisin.

Ve sen,, tarihin sayfalarına altın harflarle yazılan hak ile batılın zaferisin.

 

Ey sevgili yar!

Sen, karnını doyuran, acıkmış bir bebeğin, annesinin ılık sütüsün.

Sen, yorgunlukları bir çırpıda gideren, sevdalı gönüllerin süsüsün.

Sen, insanlığı dilden dile dolaşan, helal süt ile emzirilmişlerin, asil duruşusun.

Ve sen, bıkıp usanmadan, aşk ve şevkle, gül sevdalısı bülbüllerin ötüşüsün.

 

Ey sevgili yar!

Sen, geceleri zifiri karnlıklarda, asumanı süsleyen hilal ile dolunaysın.

Sen, insanı cennetlik eden rahmani sevgi ve muhabbet ar ve hayâsın.

Sen, gün görmemiş mazlumların, derinden çektiği ahtasın.

Ve sen, bülbüllerin ahhh vatanım dediği çalı çırpılardasın.

 

Ey sevgili yar!

Sen, kesik uçlu kalemlerle, özene bezene yazdığım, en tatlı anılarımsın.

Sen, gönül gergefinde, motif motif işlenmiş, sevda fidanlarımsın.

Sen, fikri güzel, gönlü güzel veli zatıların, en içten dualarısın.

Ve sen, ihlas ve huşu içinde kılınan insanı Allah’a yakınlaştıran namazlarsın.

 

Ey sevgili yar!

Sen, firakında yanan sevdalı bağırların, hararetini dindiren, buz misali sularısın.

Sen, beni sana kavuşturan, rahvan atımın elmas işlemeli yularısın.

Sen, şeytani heves ve arzularını terbiye etmiş, yaradanın rızasını kazanmaya çalışan kullarısın.

Ve sen, metrelerce uzaktan kendini fark ettiren mah yüzlülerin nurlarısın.

 

Ey sevgili yar!

Sen, yaşama şevkim, dünümün, bugünümün, yarınımın hal ve ahvalisin.

Sen, güzellikleri konuk eden, sana sevdalı bu yufka gönlümün, gerçek sahibisin.

Sen, sevip de sevilenlere, her türlü fedakârlığı yapmayı şiar edenlerin sesisin.

Ve sen, kursağında yavrusuna yem götüren bir serçenin, sevgi ve muhabbetisin.

 

Ey sevgili yar!

Sen, kızgın kum çölünde erzağını kaybetmiş bir seyyahın çarnaçarlığısın

Sen, boşu boşuna ceza evinde yatmakta olan bir mahkûmun sıkıntı ve darlığısın.

Sen, bu üç günlük fani dünya hayatında paha biçilemeyen en nadide varlığısın.

Ve sen, insanın neşe ve sevincini artıran duygu ve düşüncelerimsin.

 

Ey sevgili yar!

Sen, kırlarda açan, birbirinden güzel, birbirinden hoş, rengârenk kır çiçeklerimsin

Sen, beni belki cennetlik eden en ihlaslı dua ve niyazlarım ve ibadetlerimsin.

Sen, bir astım hastasını rahatlatan, derin alıp verdiği nefesisin.

Ve sen, gün boyunca çalışmış bir ırgatı serinleten, asırlık çınar ağacanın gölgesisin.

 

Ey sevgili yar!

Sen, yetim ve öksüz, gözleri yaşlı bir çocuğun, içten sevgi ve muhabbete hasret kalışısın

Sen, koşuşturmaktan yorulmuş, gözleri mahmur birinin, şirin uykulara dalışısın.

Sen, aşkın ulu dağlarında, sevdiği ile el ele, kol kola dolaşan, bir sevdalının nara atışısın.

Ve sen, aşkın müzayedelerinde, sevdamı en yüksek meblağlarda bile, satmayışısın.

10-11/ Mart/ 2020

 

( Ey Sevgili Yar başlıklı yazı sadeceo tarafından 11.03.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.