‘’Biri yaklaşıyor kıyıya, ‘’yok ağbi,

biz memeli değiliz, balığız’’ diyor

‘’bak, yüzüyoruz ayışığında

yalnız ve yaralı mezarlara doğru’’

 

(Alıntı)

 

Söylemler at koşturuyor babında yitimin bir kör hece ki; mihrabın savruk yüreğine konuyor martılar.

 

Atıl bir gizem var ve Araf’taki aşkın sonlanmaz saltanatı.

 

Kimi beyit frapan.

 

Kimi nakkaş da unutkan.

 

Kayrasında yıldızların bir dolunay ki çaldığım güneşin bilmem kaç kıratında saklı o manivela: hani tüten duman gibi ve yangın yeri yüreğin tütsüsü iken yenilgilerin uhrevi iniltisi.

 

Rağbet gören iklimler can havliyle kaçışıyor ve baltalanan rüzgârın tek muhatabı elbet uçuşan yapraklar: hani dalında biten acı gibi; hani solunda tutuşan aşk gibi; hani şehitlerin mezarında nakşeden acı gibi ve atıl yüreklerin limit aşımı.

 

Endamlı acılar yüklenmişken buyur ettiğimiz mevsim ve dağ tepelerinde uğultu, karartı ve her halükarda uçuşan yaftalar aşka nazire eden bülbülün unutulmuşluğunda bir şiirin de solan imgesinde saklı martılar ve mahlası yitil şairin yüreğinde kopan kıyamet elbet artçıları sürükleniyor göğün pekişen hikmetinde.

 

Bir martaval ki tutuşan.

 

Bir hüsran ki kızışan.

 

Sevdalı meltem; vatanına sevdalı hazan; basmakalıp şiirlerden de olmamalı nükseden bu özlem elbet Rabbine elbet vatanına.

 

Mezarlarda saf tutuyor dualar ve uğuruna inanılan bir beyit belki de ve gizemin kapıştığı tünekte tüneyen bir hürmet belalısı mevsimin şirret bir gölge ve aydınlığın solmayan çehresi tıpkı bayrağın altında susmayan marş gibi; İstiklalin kazanıldığı ve düşman kurşunlarının çağladığı bir dünden güne inen tokat gibi birlik beraberlik şarkılarının çağrısı ki kıblesi vatan aşkı bunca ölümsüz ruhun.

 

Nadasa bırakılan bir ateş ve göğün tebessümü iken beşiğinde büyüyen bebek.

 

Yetimin şarkısı asla sönmeyecek bir aşk elbet türkülerin doğası ve Türk’ün bitimsiz savaşı nice mazluma kol kanat geren elbet bunca vatan aşkına devasa yürekler gerek ki şüphe de yok her birinden ve çağlayan nehir gibi bir de yarının coşkusu her acıyı sahiplenen anayurdun tutkusu.

 

Bir mevsime armağan etmekse şiiri…

 

Tüten dumanda saklı rehaveti ölümün asla da yana düşmeyecek başı umudun ve ülkenin elbet sahip çıktığımız nice yetime yaşamak ve yaşatmak için niyazlar gerek.

 

Tohumlar süregelen mücadelenin bekası.

 

Şairin asla gelmez iken bir araya iki yakası lakin söz konusu vatansa solmaz da niyazlar coşan yürekte kapışan asla bir illet değil iblisin peşinde bir mazlumla bir de vatan aşkının çağrısı aşar da bentleri tek tek.

 

Şık bir yakarış.

 

Sıra dışı da değil bu sevda.

 

Yürek yüklü gönül hüzünlü ve tüten cehalet nasıl da sınır dışı binlerce düşman ve lanet.

 

Bir ordu ki muzaffer nidaların sonlanmadığı.

 

Bir zincir ki kıran engelleri ve sarpa saran bunca iniltiyi boykot edip de İlahi unsurların toplandığı bir mecra ve sınırlar aşan dünyaya yansıyan bir keramet olmasın da şüphe Türkiye’min bitimsiz özgürlüğüne kol kanat giren milyonlarının da akıttığı gözyaşı elbet zaferin izdihamı nicedir ölümsüzlüğe kanat açan masum yürekler mazlumu da koynunda saklayan o bitimsiz yankı ki tüm cihanı saran ve asla sönmeyecek feri yıldızların tıpkı hilaline kurban olduğumuz şanlı bayrağın coşkusuna haiz bunca badire kurşunlara ve düşmanlara da taviz vermeden süregelecek bu efsane adı elbet Türkiye’nin ortak nemalandığı bir suret kapışan mevsimlerden ayrı düşüp de baharı müjdeleyen bir ihlas kul köle olmadan cihana ve inleten korkutan yeri göğü Allah’ın izniyle verilen o asker selamı yüreklerin coşkusuna ortak.

 


( Söz Konusu Vatansa... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 5.03.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.