Yayladan inmiştin bizim pazara
Aniden kayboldun geldin nazara
Gözyaşlarım hergün akar hazara
Ayda kaç sel gelir say Yörük kızı
Tut beni şalvarlı dizine yatır
Bakıp gözüme bu hasreti bitir
Yayladan kar topla çuvalla getir
Suyundan gönlüme koy Yörük kızı
Belikler sallanır giyince fesi
Yokluğun asılır tıkar nefesi
Yüreğim inliyor derinden sesi
Canım çok yanıyor duy Yörük kızı
Çiçeğin özünü gözünde bulsun
Arılar yaptıkça petekler dolsun
Sana olan sevgim süt beyaz olsun
Süzmeden çalkala yay Yörük kızı
Elinde değnekle kuzular güder
Tüyünü kırkarak çoraplar örer
Acıksan tereyağ ile bal dürer
Gözünde demlerken çay Yörük kızı
Edepli başını kaldırıp bakmaz
Suyun yüzüne kor ateşler yakmaz
Namus için vurur erkeği takmaz
Melek de var senin huy Yörük
kızı