Sırlarım örer ağlarını
Alevlenir yine acılarım
Tüter görünmez dumanı
Rengi siyah benzer geceye
Savurur beni bir boşluğun içine
Gelgitlerdeyim
Sahile vuran dalgalar gibi

Dolu dizgin hatıralar
Dans ediyor aklımda
Gözüm uykuya hasret
Oda gelmez senin gibi firarda
Bir ömür geçmez böyle
Ya gel sen
Ya da ver adresini geleyim ben 

Zindan oldu günün yirmi dört saati
Zaman gece de durmuş gibi
Akmıyor sanki baktığım duvardaki saate
Mevsimim kalmış sonbaharda
Sararmış solmuş hiç düşmemiş gibi
Takvimden kopmayan yapraklar şimdi

Islak kaygan sevda durağım
Yaprak dökmüş ağaçlarım
Neredeyse kar yağacak üzerine
Öncü fırtınası esiyor üstüme
Bir soğuk ürperti düştü yüreğime
Kasıp kavuruyor tüm benliğimi
Sen gittin gideli yokluğunda

Göç mevsimi ya da hazan esintisi
Odama giriyor camdan
Sanki buz dağı misali
Artıdan düşüyorum eksiye
Benziyorum everestin soğuk tepesine

Geçmek bilmiyor geceler
Kabusum oluyor sağa sola dönmelerim
Çürüyor her iki yanım
Gözlerim kayar sonra yine saatlere
Kendine dost edinmiş
Odanın tavanına öylesine kıpırtısız kalarak

Dolup taştım yine
Döndü gözyaşım sellere
Dünkü gece gibi ıssız gecem
Vurdum fersah fersah en dibe
Vurgun yemiş gibiyim
Attı betim benzim
Sebep arama cevabı sende
Çektiğim tüm ızdırapların
Sen halen duygularıma cevapsızsın.
( Sırlarım Örer Ağlarını Her Gece başlıklı yazı ÖNDER_34 tarafından 21.02.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.