Kaldırımları çalınmış

Umudu aydınlatan lambaların beli bükülmüş

Tabelasında hasret yazan

Kayıp şehirdeki ıssız sokağa açılırdı

Gönül hanemin kelebeğe benzeyen demir kapısı

Dayardım sonuna kadar kanatlarımı kucak açar gibi


Her gelmediğin an bir damla yaş düşerdi 

Oluklarım dan sokağa

Etrafı kırmızı bir nem kokusu alırdı

Pas tutardı menteşeler

Kapatmaya yeltensem gıcırtısından canım acırdı

 

Sen siyahı seversin diye

Her yıl aynı renge boyardım


Kaç mevsim böyle geçti

Arkana takıp baharı getirmezdin

Elinden tutup içeriye girdirmezdin


Ama ben

 Üstüne kırmızı çiçekler çizerdim

Dışı cafcaflı içi paslı demire

 

Her girmediğin an gamlanırdı yüreğim

Bir taş düşerdi hasret sokağının başına

Beynimde bir sızı

Düşüncelerim acıdan kıvranırdı

Üstüne kırmızı çiçek çizilmezdi

Harabeye dönerdi yüreğimin içi

Her biri bir odadan sıkıntılar öbek öbek toplanırdı


Gamlanırdı yüreğim

Yan yatardı paslı kelebek kapılarım


Duvarın birinde yağlı boya ile

"Demiri nem İnsanı gam öldürür yazardı"

Üzüntülüydü kaldırımsız hasret sokağı

 

Hasret kaldı

Cumbalardan esen taze çiçek kokusuna

Kuşların ötüşlerine karışan çocuk seslerine

Dik duran umut lambalarının aydınlığına

Hiç olmazsa bayramlarda buluşmaya

Hasret kaldı bu sokak

 

Hasret kaldı

Kara boyalı paslı demirden

Kırmızı çiçek desenli kelebeklerin kucak açtığı

Ela gözlü bahara

Hasret kaldı bu gamlı hane


( Hasret Sokağı başlıklı yazı Kazım Gök tarafından 18.02.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.