M. NİHAT MALKOÇ
Bu dünyada her kimi gördüysem
acelesi var. Herkes bilinen bilinmeyen bir yerlere koş(tur)uyor. Sabahın erken saatlerinden başlayan (z)amansız
koşu akşamın geç saatlerine kadar aralıksız öylece devam ediyor. Hatta işlerin
bitmesi için 24 saatlik gün yetmiyor bile.
Doğan çocuğun bir an evvel
emeklemek, sonra yürümek, sonra da konuşmak için acelesi var. Genç kızların ve delikanlıların mutlu bir
yuva kurmak için acelesi var.
Bu dünyada her kimi gördüysem
acelesi var. Sabahleyin okula ve
dolayısıyla derse zamanında yetişmek için evden çıkan öğrencinin ve ona ders
verecek öğretmenin acelesi var. Öğrencinin sınavlara hazırlıklı girmek için,
öğretmenin de müfredatı yetiştirmek için acelesi var. Hastaların bir an önce şifa
bulmak için, doktorların ise muayene saatine yetişmek için acelesi var.
Trafikteki şoförün, araçtaki yolcunun vakit kaybetmeden gideceği yere tez
varmak, ömür törpüsü yolları tüketmek için acelesi var. İşçinin işe yetişmek
için acelesi var.
Körpe çocukların, masum kadınların
başına gökten bomba yağdıran zalimlerin zulmünü icra etmek için; mazlumların bu
aşağılık zulme maruz kalmamak için acelesi var.
Dünyada her ne varsa kendi hakkı
sananların, başka güçsüz devletleri ve milletleri parya olarak görenlerin yeraltı
ve yerüstü kaynaklarını sömürmek için acelesi var.
Bu dünyada her kimi gördüysem
acelesi var. İlk durakta herkes otobüse ilk binme, inerken de ilk inme
hevesinde. ATM'lerden para çekmek için kuyruğa geçen emeklilerin de, hâlâ
çalışmakta olanların da bir yolunu bulup da öne geçmek düşüncesi her daim
deveran etmekte zihinlerinde. Marketlerde sepetini dolduranlar bir an evvel alışverişi
sonlandırmak için ödeme yapmak üzere kasaya akın etmektedir. Bu yüzden hepsinin
bir acelesi var.
Bu dünyada her kimi gördüysem
acelesi var. Üniversiteye hazırlanan gençlerin iyi bir bölüm kazanmak için, üniversiteyi
kazanan çocuğun ise okulu bitirip bir an önce iş sahibi olmak için acelesi var.
Çocuğunu büyütüp evlenme çağına getiren anne babaların çocuklarını evlendirmek,
onların mürüvvetlerini görmek, torun torba sahibi olmak için acelesi var. Kadınların
evlenir evlenmez çocuk sahibi olmak için acelesi var. Hadi doğdu çocuk, bu
sefer de büyü(t)mek için acelesi var. Tonton dedelerin ve ninelerin torun
sevmek için acelesi var.
Bu dünyada her kimi gördüysem
acelesi var. Dua edenlerin isteklerinin gerçekleşmesi için acelesi var. Kimilerinin
daha çok kazanmak, daha çok biriktirip sermayesini ikiye üçe katlamak için acelesi
var. Kimilerinin bir an evvel yiyip sofradan kalkmak, yarım bıraktığı işi
tamamlamak için acelesi var. Herkes bir yerlere yetişme telâşında, herkes ayrı
bir panik modunda, herkesin zamanı altın değerinde... Zira şehir acelesi
olanları toplandığı yerdir.
Mevtayı defnetmek için imamın, ona
son vazifesini yerine getirmek için cemaatin acelesi var. Yağmurun yağmak için,
rüzgârın esmek için, güneşin doğmak için acelesi var.
İnsanların kahır ekseriyetinin
acelesi olsa da bazılarının hiç acelesi yok. Kimlerin mi acelesi yok? Hiç
kimsenin iyilik yapmak, mazlumları zalimlerin zulmünden korumak ve kurtarmak
için acelesi yok. Hiç kimsenin açları doyurmak, evsizleri evlendirmek, çıplakları
giydirmek, öksüz ve yetimlerin başını okşamak için acelesi yok. Hiç kimsenin
günde beş vakit namaz kılmak, senede bir ay oruç tutmak, malının kırkta birini
zekât olarak vermek için acelesi yok. Hiç kimsenin büyüklere saygı, küçüklere
sevgi, ahde vefa, fazilet, tevazu, kanaatkârlık, nezaket, şefkat, diğerkâmlık, hoşgörü
ve merhamet için, gıybeti terk etmek için, adil olmak için, emr-i bi'l maruf
nehy-i ani'l münker için, haramlarla arasına mesafe koymak için acelesi yok.
Hiç kimsenin Allah'a iyi bir kul(mümin ve muvahhit), Peygambere layık bir ümmet
olmak için acelesi yok. Oysa sadece hayırlı işlerde acele olunmalıdır.
Her nedense sıra ölüme gelince kimse
acele etmiyor. Hep geri duruyor insanlar ölümden. Hakkından feragat etmeyi
arzuluyorlar. Ölüm sırasını savmak istiyorlar.
Atalarımız aceleciliğin kötü bir huy
olduğunu şu atasözleriyle vurgulamışlardır: "Acele işin sonu
pişmanlıktır", "Acele ile menzil alınmaz". İnsanoğlu biraz
yavaş!...Lütfen!