Sergi salonu…  Duvarlara asılı tablolar… Salonun orta yerinde genç bir kadınla adam tablolara bakarak konuşuyordu. Salonun giriş kapısından temizlik malzemeleriyle bir kadın girdi. Kadınla adama doğru yöneldi. Neşeyle “Begüm Hanım, Begüm hanım.” Adam kıkırdadı. Begüm’ün yüzü asıldı. “Pas pasa başlayayım mı?” sorusu ensesine adeta çarptı. İrkildi. Sert biçimde döndü. “Nergis!!!  Ne yapacağına bana mı soruyorsun!” Eliyle uzaklaşmasını işaret edip adamla beraber kendi aralarında durumun rahatsızlığını fısıldaşarak karşı duvardaki tablolara yanaştılar. Nergisin gülümsemesi yerini moral bozukluğuna bıraktı. Lavaboya gidip kovasını suyla doldurdu. Yüzey temizleyici şişesini kovaya dökerken gözleri Begümle adama kaydı. Ne zamandır bir tablonun önünde bir şeyler tartışıp duruyorlardı. Pas pası kovaya daldırıp suyu süzdü. Parke zeminde ileri, geri, sağa, sola hareket eden pas pas… Nergis gözlerini alamıyor içinde merak git gide büyüyordu. Dayanamadı. Elinde pas pas Begümle adamın arasına usulca girdi. Bir anda Nergisi fark ettiklerinde korktular. Nergis “Onca zamandır öylece neye baktığınızı merak ettim,” deyip bir adım atarak aralarından geçti. Öne çıktı. Siyah beyaz çizilmiş kadın portresine bakıyordu. Adam alay dolu bir tavırla “Resimde ilk hangisini görüyorsun? Genç kadını mı, yaşlı kadını mı?” Nergis şaşırmış “Genç kadını görüyorum başka bir kadın yok.” Begüm kahkahayı patlattı. Adam kendini zor tutuyordu. “Bu resimde ilk genç kadını fark ediyorsanız; iyimser ve az da olsa düşüncesiz birisiniz. Kendinizi mutlu bir insan olarak görüyorsunuz. Eğer yaşlı kadını gördüyseniz; büyük bir yaşam tecrübesine sahipsiniz. Hayatta karşınıza çıkan problemleri bütün açılardan düşünüp değerlendirebiliyorsunuz,” der demez koyuverdi. Nergisin bir adama bir Begüme dönen dehşete düşmüş gözleri… Begümle adam Nergisin yaşlı kadını göremeyişine gülüp eğleniyorlardı. Nergisin eli ayağına dolanmış, nasıl uzaklaşacağını şaşırmıştı. Begüm ağzını yaya yaya “Yaşlı kadın da genç kadın da aynı çizgilerden oluşuyor. İkisini de görmek vizyon meselesi, kuantum sıçraması, “ derken Nergis paspası bırakıp öylece salondan çıktı. Kaldırımda koşar adım yürürken telefonunu çıkardı. Yaşlı gözlerinde farklı bir parıltı vardı. Telefonu kulağına dayadı. “Söyle Ersine bu akşam gelip seni istesin. Verdim seni.”

*** 

Sergi salonunun önüne polis arabası park etmişti. Nergis arabanın arkasından geçip salona girdi. Begüm polislerle konuşuyordu. Paspası yerden kaldırıp kovasını aldı. Lavaboya yürüdü. Duvarlar boşalmış, sadece kadın portresi asılıydı. Polisler salondan ayrılırken Nergis Begüme yanaştı. Portrenin önünde durdu. Begüme baktı. “Yaşlı kadını gördüm.” 

***

Bodrum… Küçük bir pencereden sızan ışık… Sağa sola bırakılmış eski püskü eşyalar… Demir kapı açıldı. İçeriye Nergis girdi. Rutubet kokusu… Nergis hırkasının eteğiyle burnunu kapadı. Hemen sağındaki odaya girdi. Türlü temizlik malzemeleri… Eğilip kovayı alırken ardı sıra genç bir kız geldi. Canı sıkılmış “Anne, ön yargılı olma! Ersin özünde iyi bir insan. Tanıdıkça,” derken Nergis parladı. “Ne tanıması, adam evinden çok başka evlere girmiş. Hırsızın önde gideni!” Kovayı aldı. Kız inatçı “Cezasını çekti.” Nergis kızın üzerine yürüdü. “Bilirim öylelerini ben.  Hırsıza verecek kızım yok benim.” Kız konuşacak oldu ama Nergis kaşlarını öyle bir çattı ki kız ağzını açamadı. “Ayakaltından çekil. İki gün sonra sergi açılacak. Bir dünya iş beni bekliyor.”
( Kuantum Sıçraması başlıklı yazı E.Kirişçi tarafından 13.01.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.