‘’Babam gelirdi ve akşam olurdu

Siyah beyaz bir fotoğraf gibi gelirdi babam

Ben o zaman bütün babaları susar sanırdım

Kapılar titreyerek açılır, titreyerek kapanırdı.

Babamdan yapılmış bir korkuydu dünya.’’

(Ş. Erbaş)

 

 

 



Sahiplenilesi ne var ki?

Bir çift eski iskarpinden başka?

Ve hangi düş yeterdi

Yürekteki kilidi açmaya?

Sözcükler frapandı önceleri

Adeta birer mavi inilti her biri.

Annem kadar sadık ve tanıdık olmalıydı

Tüm kadınlar:

Bahşedilen yuvada halis munis gölgelerin

Devasa yalnızlığında fink atan ölüm gibi.

 

Yâd edip dünü,

Bir içimlik şiirde tıkılıp kaldığımı da sanmasın hani

Hiç kimse hiç kimse:

Herkes olmaya da meyletmedim

Dünde kaykılmışlığıma bir mezar dilendiğim

Gazabı yüklenip de Rabbime sığındığım

Hem ödenmiş borçlarım da yok benim

Sadece bir tek kaygı:

Layık olmak faniliğin lügatinde

Depreşen hüznümle kefil olduğum kalbim

Sıra dışı hüznüme de dâhil etmediğim hiç kimse

Aşkla andığım aşkla yandığım;

Her zerremde yokluğum

Ve kendimi sunup emanet ettiğim

Elbette giden kalan tüm sevdiklerim.

 

Sözcükler çok ısrarcı bu aralar:

Babamdan öğrendiğimi de katlar

Sözümle özümle yâd ettiğim mevsimi;

Közümle, özrümle

İtaat ettiğim elbette içimde saklı tek temenni.

 

Boykot mu etmeliyim hüznü?

Kapışan içimde milim milim

Oysaki mil çektiğim değildi sadece gözlerim.

Bir o kadar mimlendiğim

Mihenk taşı olmaya çeyrek kala

Kalan yarımla s/özlendiğim.

 

Ne gurbetteyim ne dünyada asılı:

Araf’ta kaldığım nasıl ki aşikâr:

Ölümle izdivacı sevdiklerimin

Kala kala ne kaldı elimde?

Demlendiğim şiirlerim

Bazen sürüklendiğim hece hece

Ansızın da hâsıl olan bir bilmece:

Metruk düşlerin gizemli yabancısı:

Kendimi tanımaya az kaldı madem

Sevgiden yana neden olur derdi tüm evrenin?

 

Kayıtsız koşulsuz sevdiğim;

Özleme biat alın terimde saklı benim tecellim:

Varlık mademki bir kısas

Hiçliğime de kefilim yaşadığıma dair

Üç beş önsezi;

Göğün dahi titrediği bir örüntü

Babamla doğdum babamla öldüm:

Ruhunda dahi saklı tuttuğum nice korku

Elbet minnet etmediğim hacizli günler

Sükûnun da eseri yıllandığım mevsim

Hazana da kefilim acıya da:

Andığım rahmeti nasıl ki Rabbin huzurunda

Başımı eğdiğim

Belki de uğurlanmayacağım ardımdan

Su döken varsa yoksa

Neye binaen

Sözcüklerimi yuvarlasam?

Hiçliğimle sıfıra yakın

Gönül kuşu duygularımdan azat edilmediğim

Elbette iksiri efkârın

Umuda da varım

Yeter ki yazılı olsun güzellikler yazgım.

 


( Baba... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 13.01.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.