Gönül
göğümde yıldız, Ege'nin incisisin
Bir
Eylül'ün mimarı, zaferin öncüsüsün
İrem'i
andırırsın toprağınla, taşınla
Bir
başka güzelsin sen; baharınla, kışınla
İlk
şeker fabrikası toprağında kuruldu
Memleketin
ahvâli bu şehirden soruldu
Kutlu
bir seferdesin, sel gibi akar zaman
Senden
uzaklaştıkça kor olur, yakar zaman
Yaşayan
bir tarihsin, ilklerin şehri Uşak!...
Âşıkların
mekânı, gözyaşı nehri Uşak!...
Gizli
bir hazinedir Ulubey Kanyonları
Göze
bayram ettirir yeşil rengin tonları
Cemile'nin
gezdiği dağların meşelidir
Coşar
harmandalıyla, insanın neşelidir
Hasretini
işlersin kilimine, halına
Tenezzül
eylemezsin bu dünyanın malına
Kadim
istasyonundan tren sesi hoş gelir
Gurbete
dolu gider, sılasına boş gelir
Toprağına
taşına kurban olduğum Uşak!...
Göklerde
arıyorken yerde bulduğum Uşak!...
Sanayinin
kalbisin; göç alır, göç verirsin
Hakikati
iz eyler, kalp gözüyle görürsün
İlk
kez burda açıldı Halı Kilim Müzesi
Ne
âşıklar kandırdı pınarların gözesi
Kadim
ahşap evlerin zamana meydan olur
Eşme'nin
güzelleri gece gün halı dokur
Bu
şehirde yaşamak gönüllere sefadır
Örencik
Kaplıcası hastalara şifadır
Yediveren
bir gülsün, soframda aşsın Uşak!...
Gurbete
düşenlerin gözünde yaşsın Uşak!...
Şehitlerin
kanıyla ödemişsin diyeti
Hakimdir
toprağına Lidya medeniyeti
Soframdan
eksik etmem Uşak tarhanasını
Bu
coğrafyada gördüm höşmerimin hasını
Düğüm
düğüm dokunur Eşme'nin kilimleri
Cendere
tatlısının ne hoştur dilimleri
Ne
hatıralar sinmiş siyah beyaz rengine
Şehrengizler
güzeli, rastlamak zor dengine
Gönüllere
vurulmuş altın mühürsün Uşak!...
Esaretin
düşmanı, daima hürsün Uşak!...
Güneş
bir başka güzel doğar Murat Dağı'ndan
Üzüm
toplar genç kızlar Karahallı bağından
Âşıklar
yurt edinmiş gönüller başkentini
Bir
kez olsun görmeli tarihî Taşkent'ini
Uzağına
düşmüşüz, acı çekeriz niye?
Fabrikanda
dokunur sımsıcak battaniye
Kördüğümdür
hasretin, kucağını bize aç
Bin
yıldır ayaktadır Banaz'da anıt ağaç
Gurbete
düşenlerin yüreğinde har Uşak!...
Gönül
bahçemde gonca, bitmeyen bahar Uşak!...
Küçükler
Barajı'nda sular aşar bendini
Uşak'ın
zeybeğine kaptırırsın kendini
Akmonya
Antik Kenti derin uykuya dalmış
Karun
Hazineleri, Lidya'dan miras kalmış
Uşak
Bedesteni'nde zaman sanki durmuştur
Köstekli
saatini istikbale kurmuştur
Hiçbir
zaman unutma Yunan'ın işgalini
Hafızalara
nakşet, düşmanın eşkalini
Sensizlik
kor ateştir, âhların âhı Uşak!...
Biz
seninle kıymışız gönül nikahı Uşak!...
Ulubey
Döndürmesi böreklerin en hası
Ölümsüz
sevdaların hiç dinmeyecek yası
İnce
belli güzeller, andırır gökte ay'ı
Kimleri
ağırlamış İnay Kervansaray'ı?
Cılandıras Köprüsü, dünü bugüne bağlar
Yiğit
düşse gurbete, hasret yüreği dağlar
Mâziye
yol alırız kilimin nakışında
Yarınlar
ayan olur sevdalı bakışında
Köklerin
mâzidedir, asil çınarsın Uşak!...
Bulanık
çay değilsin, duru pınarsın Uşak!....
Zamana
meydan okur Selçikler Antik Kenti
Uşak'ın
sakinleri hoşgörülü, efendi...
Friglerden
kalmadır tarihî Kral Yolu
Gurbet
elde kalmışız, yürekler hasret dolu
Sevgimiz
dağlar kadar, arzla arşın arası...
Halı
dokuma işi, Yörüklerin mirası
Şehir
özenle korur tarihî dokusunu
Bülbüllere
sormalı, güllerin kokusunu
Yarınlar
muştu sana, gözün aydındır Uşak!...
Ay'ın
on dördüsün sen, yüzün aydındır Uşak!...
Usanmaz,
konuşuruz; bayırından, düzünden
Geçmişini
iz eyle, uzaklaşma özünden
Sevdanın
payitahtı, muhabbet şehri Uşak!..
Âşıkların
kıblesi, bire bin veren başak
Yakına
gel sevgili, ağır satma kendini
Çek
çıkar boynumuzdan, sevdanın kemendini
Karanlık
gecelerde dolunay misalisin
Merhemsin
yaralara, âşığın visalisin
Muhabbet
fedaisi, âhirimizsin Uşak!
Bağrı
yakın Zühre'yiz, Tahir'imizsin Uşak!...
M. NİHAT MALKOÇ