-2020-
yeni yıla ilk şiir
Aklım karışık…
Minik bir kuş olup uçmak
Ve koca bir fil gibi oturup ağlamak geçiyor
aklımdan…
Işık hızıyla terk edilen bir kadının peşinden
koşup gitmek
Ve şu berbat sesimle bağıra çığıra detone
olup
Sözlerini hiç bilmediğim bir türküye eşlik
etmek
Âdem’le- Havva’yı cennetten kovduran
Sulu ve çıtır çıtır yenen bir elma olmak
geçiyor aklımdan…
Denizlerde boğulup boğulup balıklara yem
olmak
Azgın dalgaların sırtında kıyıya vurmak
Ve martıların kanadına kendimi asmak
geçiyor aklımdan…
Prometheus gibi illegal eylemlere kalkışıp
Tanrılardan ateşi çalmak;
-Kar, kış, kıyamet-üşüyen çocukların elinde
köz
Sokakta ateş… / yürekte kor…/ her aşkta
yangın olmak
Buzları…/ karları…/ ve çığları yakıp
eritmek geçiyor aklımdan…
Şu cennete…/ ve şu cehenneme kimliksiz, pasaportsuz girip
çıkmak
Azrail’in elinden can çekişen bir bebeği kapıp
kurtarmak
Ve öldürdüğü çocuklar kadar çok; Azrail’in
canını almak geçiyor aklımdan…
Kalbimi kırdın… İçimi yakıp, yıktın… Canımı…
Ah! Evet… Canımı çok da fena acıttın
Tanrım, huzuruna çıkıp kalbini kırmak
geçiyor aklımdan;
Canını acıtmak, içini yakıp, yıkmak
Ve kırdığın bütün kalplerin acısını -bir an
için bile olsa- sana yaşatmak…
Kendimi özlemek;
Gözlerimi yollarıma döküp geleceğim anı
beklemek
Hiç kimsenin hiç kimseyi sevmediği kadar çok…/
ve öyle güzel…
Öyle güzel… Kendimi sevip sevip değerli
kılmak
Sevinçli ve neşeli bir deli gibi kendime sarılıp
durmak
Ve kendimi öpüp öpüp koklamak geçiyor
aklımdan…
Yalnız ve yaralı köpekler gibi ay ışığında ulumak
Yoksul ve zenginlerin savaşında işçileri
öldürten bir patronu
En azından, ölen işçiler kadar çok öldürmek
geçiyor aklımdan…
Kendi cenaze törenime büyük bir gürültü ve
şamatayla katılmak
Kendi cesedimi kendi omuzlarımda taşımak
-Dudaklarımda gülüp, gülemediğim bütün
gülüşlerin toplamı-
Uzun uzadıya bir gülüşle “aşkça kalın
dostlarım” demek
Fatiha yerine dünyanın bütün şiirlerini okumak…
Okumak… Okumak...
Ve ilk toprağı avuçlarımla kendi üzerime
atmak geçiyor aklımdan…
Şu şehirde asgari ücrete dünden razı bir
çöpçü olup
Ahmet Kaya, Bach, Vivaldi ve Müslüm baba dinleyerek
Hiçbir şeyi kafama takmadan; kuşlar gibi
uçarcasına
Tüm sokakları silip süpürmek geçiyor
aklımdan…
Yağmur olup, yıldızlara… Güneşe... Aya…
Hiç beklemediği bir an da bir gülün
yaprağına
Ve sevgilimin kirpiklerine damlamak geçiyor
aklımdan…
Yaşama erken, ölüme geç kalmak
Çok kalabalık, çok az yalnız olmak
Ve beni “yok” sayamayacakları kadar bir “hiç”
olmak geçiyor aklımdan…
Neredeyim… Kimleyim… Bilmiyorum…
Kayıp ilanları verip
Bir an önce kendimden haber almak geçiyor
aklımdan…
Kendimden haber alabilirsem eğer;
Yeniden doğmak; güneşe, aya ve baharlara
dadanıp, aşka müptela olmak
Ve yeniden…
Ve yeniden -kalbimin kırılmadığı- güzel bir
hayat kurmak geçiyor aklımdan…
Dedim ya… Aklım karışık…
Ocak 2020