tıpkı sağır ve dilsizler gibi sus
gecenin koyulaştığı anlarda
sessizliğin çatlaklarından sızanlara karşı 
sus…
yeni cellatlar bekleyen kurbanlar gibi 
güneşin doğduğu yerden
battığı yere kadar 

sus ki üzerine zerre kadar gölge düşmesin 
sus ki billur sularına tortular bulaşmasın

*
bir nöbet yeri yok mudur sözlerinin
bir hiç uğruna yüreğinde biriken öfkelere sus
duyguların çarpa çarpa köreldiği mevzilerce
yarı aç, yarı tok yapılan uzun yürüyüşlerce
sarsılmaz umutlarca
uçsuz bucaksız sızılarca
sus

*
ruhunda ki kimsesizliğin resmini sustur
ağıdı en dokunaklı şekilde söyleyen neyleri sustur
her şeyden habersiz 
hiçbir şey bilmeden 
kazansan da kaybetsen de 
içinde vuruşup duranlar aşkına
uğrunda can verdiğin kutsalları sustur

*

susarsan derinleşir sırtında ki metruk hançer yarası
susarsan kırılır tutsak zamanların prangası
çıkıp gelir sevda tepelerinden izbe mutluluklar
sevişmen leylaca olur 
asırlık ateşler yanar kalbin en ince şavkında
meryemce çilekeş sancılar çekersin 

suskun karanlığın kör çukurunu vuran kurşun olur
son söz gibi yazılıp postaya atılmış mektup olur 
bildiğin her ne varsa sustur
eskimiş mevsimleri
koca çınarı,
düşen yaprakları
eksiye doğru büyüyenleri 
artıya doğru yürüyenleri
öylece kalanları sustur

*

sustukça pencerende tüllenir lacivert akşamlar 
her katre gözyaşın menziline ulaşır 
koynunda ölü bir sevdaya soyunuyor en mahrem gizlerin
sustukça 
rüyalarında begonyalar ölür zamansız 
manasını dahi kavrayamadığın mecazlar konar dudaklarına
kelimelerce gidip gelmeler cem olur zihninde 
sustukça
izler birikir içinin kovuklarında 
kalbin şakağına lal aksanı kurşunlar saplanır

*
yolunu yitirmiş bir ceylanın ürkek bakışları gibi 
sesin sese, harfin harfe mesafesi kadar 
yüreğinde izini fark ettiğin mevta kadar sus

bumbuz bedenin ılık bir nefesle ısınırken 
damarlarında kan yürürken 
nefesine nefha 
suretine suret
ruhuna ruh verirken sus

*

haklı itirazlarından vazgeçiştir susmak
hakkından feragat etmektir
her suskunluk birkaç göz yaşı
birkaç yağmur kırığı 
bir kaç harfe muttasıl 
bir kaç rakama muhalif 
cana can katan bir isyandır sükunun
dudağına değen söz hatırına sus

*

avuç içlerini kanata kanata sus
yetim sızılarını 
pişmanlıklarını gün yüzüne çıkarmak için 
sus
üzerine şal diye ört yalnızlığı
çaresiz kalmadığını hatırlatmak için
suskunluğunu yüreklendirmek için
aldırma demek için 
sus

*

bedelini ödedikçe sustur itirazlarını
sözün ateşli şahapları vursun yüzüne
aleviyle yanıp kavrulsun baharların
kalbine değsin tutuşanlar
suskunlar hatırına 
sus ki
lal kesilsin dilin

redfer
( Her Şeyden Habersiz başlıklı yazı redfer tarafından 28.12.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.