ŞEB-İ YELDÂ

Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkit ne bilir
Mübtelây-ı gâmdan sor kim geceler kaç saat
(Sâbit)

Rivayet olunur ki; Mecnun ile Leylâ'yı bulup bir hekime götürmüşler. Hekim bir Leylâ'ya bir de Mecnun'a bakmış hayretle. Leyla kara-kuru bir kız. Zannedilenin aksine pek de güzel değil. Mecnun ise ay parçası adeta. Hekim efendi Mecnun'a sormuş: Uğruna divâne olup çöllere düştüğün kız bu mu? Anlamış Mecnun Hekim efendinin sorusundaki anlamsız istihzayı. Ve haykırmış kalbinin itirafını: Leylâ'daki güzelliği görebilmek için ona benim gözümle bakmalısınız.

Şeb-i yeldâ, yılın en uzun gecesi. Kime göre? Yıldızların hareketlerinin ve zamanın hesabını tutanlara göre. Bilim insanlarının takvimlerine bakılırsa 21 Aralık ile 22 Aralık'ı bağlayan gece yılın en uzun gecesi. Vakıa, zaman içre yaşayanlar için şeb-i yeldâ tek bir gece. O da gün ağarınca sona etmekte. Sayılı saatler çabuk geçer.

Ya mübtelây-ı gâm için öyle mi? Onun takvimi gâm ile başlar gâm ile devam eder. Mübtelâ olanların takviminde günler, aylar, yıllar yoktur. Gecesi de gündüzü de yoktur. Şeb-i yeldâ vardır. Kalbinde hüzün taşıyanların gecesi de gündüzü de müsavidir. Onun her anı gece, her hali de ıstıraptır. Öyle bir derttir ki, Lokman olsa devâ etmekte âciz / Kendi çektiğini mübtelâ bilir (Gevherî) çünkü. Üstelik derdinin ilâcı da yoktur:

El çek tabib el çek yaram üstünden
Sen benim derdime deva bilmezsin
Sen nasıl tabibsin yoktur ilacın
Yaram yürektedir sarabilmezsin
(Erzurumlu Emrah)

Mübtelây-ı gâm olanlar zamandan münezzeh yaşarlar adeta. Mübtelâ âşıktır, gâm aşktır. O, baktığı her yerde mâşukunu görür. Onun bir tebessümüne, olmazsa bir bakışına, en azından bir gamzesine meftundur. O hasretle yaşar âşık. Sevgilinin bir iltifatına mazhar olamayan âşık için her geçe şeb-i yeldâdır. Âşık esasen derdine âşıktır: Derman arardım derdime / Derdim bana derman imiş (Niyazi Mısrî)

Aşk derdiyle inlemek zevkine ermiş aşık için sevgilinin cevab-ı sevabı da kalbindeki ateşi söndürmez. Aşkın manasına kalbinde vakıf olan mübtelây-ı gâm, sevgilinin her iltifatına karşın "hel-min-mezîd / daha yok mu?" zikrini vird edinir. Âlemde aşktan gayrısı yoktur ve her kelâmı aşk üzerine bir bahistir. Her cümle aşk ile başlar, aşk ile biter. Kâinat kitabının her harfi aşktır. Gerisi lâf u güzaftır:

Aşk imiş her ne var âlemde
İlim bir kıyl ü kâl imiş
(Fuzûli)
( Şeb-i Yelda başlıklı yazı Recep K. tarafından 21.12.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.