...
Yollarda gide gide güneşi yakalar  oldum,  sayılmaz ki ölümün.
Bir sabah korkuyorum dünyayı karanlıkta bırakıp gittiğin yer gibi olacak her yer
ama  keşke heppimiz  bazen yaşasaydık bu karanlığı,  gidenlerinizin gittiği yer gibi
hiç biriniz korkmasaydınız,  
korkmamamız için.
...
Kendimi, onları ve seni unutur oluyorum bazen gittikçe zamanın diş  geçirdiği günlerde, 
ne de çok vurdumduymazlaşmış yüreğim.

Ne de çok yaşanacak bir dünyaymış ki yaşanmamış sayılan, sayılacak olan.
...
Gene dönüyorum gürbetten  eve çoğu defa gibi  ama bu sefer uzak değil mesafeler  (senin mesafen hariç) merkezdeyim;
Annem , kardeşlerim bir de  kardeş gibi dostum Ömer de var köyde, diğerleri Şirin'i sorsan zaten öğrenci, Nezir desen o da köyü sevmiyor zaten, tek o var.
...
Hele geçen döndüğümde kardeşin de gelmişti  Ayvalık'tan
 yani babam onunla beraber vardık eve,  özlemli bir varış oldu.
Ama heppimizde eksik olan bir şey vardı o da senin bu dünya da var olduğuna olan inancımız üç sene boyu,  üç sene   iyileşmen için ümitlermiz de vardı
 ama o gün yoktu...
ne varlığın
 ne de ümitlerimiz, sen yoksun ki 
..
O kadar ki babamda hissediyorum yokluğunu, betonarme ki dökük ayakta kalmış binada hissediyorum boşluğunu, 
koca bir yer
ama sessiz 
ama neşesiz
ama anlamsız.
...
En çokta sürü otlatmaya gittiğim günde hissettim yokluğunu...
Hep öyle gelenekselleşmiş  olan,  her tatile geldiğimde mahallenin(köyün) sırası bize düşmesi ve sonra ki gün çoban oluşum günler,  
o günlerde en çok özledim seni.
...
Gene gittim çobanlığa dedim ya en çokta  o gün  ve döndüğüm de hissetim yokluğunu.
Dönerken şimdi  kime ne diyeyim vardığımda eve , kime neyi anlatayım ? 
ve günün nasıl geçtiğini kime anlatayım, 
 ilk karşılaşacağım şahsa mı ? 
Oysa sendin ilk karşılaştığım
 bazen şalvarlı, bazen hüzünle , 
içine atılmış tüm yorgunluklarınla berabeve
ve o diyar kadar kalabalık gururunla.
..
Kolay gelmedi be hala,
kimsenin 'kolay gelsin ' deyişleriyle içime
 ve temennilerini de samimi bulmadım seninkilerin  kadar.
Vardığımda akşam eve bağırasım gelmiyor değildi (ama içimden bağırdım sadece,  konuştum kekremsi bir konuşma);
''Halaaa...!
...
sağolasın
... 
sana da kolay gelsin
 ...
yalnız hala !
 o kadar bezler var mı ki tüm koyunların ve keçilerin altını bağlamanız için.
..
Eee...bağlamanız gerek 'berxe bavetan(babanın kuzusu anlamında)  Hanyes ' çobanlık yaptı,  diğerlerine göre daha iyi bakmışımdır sürüye,
hepsi şimdi obur obur  karnı doygun bir şekilde  ve  şişler...
Seni yormayacaklar,  yem vermene gerek yok  ha!
dedim ya altlarını bağlamanız gerek yoksa  ahırı mahvederler..!
İşte o zaman yorulursunuz."
Ama yapamadım bağıramadım 
kimseyle de konuşamadım annem hariç.
O kadar boşluk olmuş ki 
bu dünyada  yoksun işte hepsi bu
...
Her zaman korkmazdım ölümden ta ki 
büyüyene  kadar 
son zamanlarda uçurumların kenarlarında konakladım ama
 yüzüm yoktu gitmeye , 
huzura varmaya ki korkuyorum. 
Korktum işte ölümden hele en,  o en  yakınlığımda hissettiğimde sen yola koyulurken, 
Sen öncesinde; o zamanlar görmemiştin beni Gülcenin bana bırakmış olduğu korkuyu,  güzel meleğim.
Korkuyu  hissedeceğimizi bilmezdik ne ölüm,  ne de başka şeylerden 
Ve 17'liydim  
Herkes bunu  biliyordu, belki şimdi de biliyorlar da görmemişler, 
aslında şimdi en çok zayıf ve korkak olduğumuzu.
..
Ne insanların nankörlüğü oldu senden sonra , 
 yapmacık ağlamalar, 
ne  yüzler, 
ne insan ki 
peşinde koştukları gizli niyetler belirdi
senden sonra.
...
Gururu dağları aşan  halam,
sen huzura vardın bu benim için  en ümitli şey,
yaşanılmayacak olan dünyaya ki
en basitliğine bir itiraftır
gerçek olan hayat ve gerçek olan ömür o tarafta.
Ve gideceğim kadar bana biçilmiş bahşedilmiş bu yollarda gidiyorum ve seni asla unutmayacağımı bilerek,  bıraktığın tek emanet sözün eri olarak en güzel bir şekilde üstleneceğim üzerime düşen ne olursa.
...
Ve olsun ben inanıyorum ki orda ,  oradakiler de bizleri düşünüyorlar
sende, 
 hiç aklın kalmasın geride  ..


         Berxe baventa Hanyes  (Babanın kuzusu Hanyes)

( Gerçek Olan .. başlıklı yazı Hanyes tarafından 18.12.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.