Ey nazlı sevgili!

Gönlüme nakşettiğim, gülücüklerini de giderken götürmüşsün.

Bu kadar da zalimlik olmaz ki…

Onunla teselli ve mutlu oluyordum.

Şimdi zaman durmuş sanki,

Kıblemi şaşırmışım.

Şaşırmamak da elde değil!

Birlikte götürdüğün gülücüklerdi beni ayakta tutan.

Şimdi soframdaki taamlarımın, kalmamış tadı tuzu.

Suratımın beti benzi de kaçmış.

Bülbül misali şakıyan dilim de lal olmuş.

Güneş altında karın tokluğuna çalışan ırgatlar gibi, yorgunum.

Hasret kalmışım şirin uykulara.

En manidar firkatleri yaşıyorum.

Küsmüşüm kendi kendime.

Kendi sılamda en uzak gurbetleri yaşıyor olmuşum.

Gördüğüm her güzele sana benzetiyorum.

Ama senin yerin bambaşka…

Gülücüklerinle hem avunuyor hem de mutlu oluyordum.

Buna da hasret bıraktın beni!

Sağım, solum, önüm, arkam karışmış birbirine.

Mecnunlar misali üstüm başım yırtık.

Per perişan bir haldeyim.

Yaşayan bir ölüyüm sanki.

Varını yoğunu kaybetmiş bir tacir gibi, çar naçarım.

Konusu sen olan şiir dahi yazamıyorum.

Beni görürsen, tanıyamazsın.

Sen eski sen isen, çok acırsın hal ve ahvalime.

Ağlanacak bir haldeyim.

Bunu hak ediyor muyum söylesene birkaç cümle ile Allah peygamber aşkına!

Benim, kendi kendime küsmem

Benim, Per perişan, çarnaçar olmam,

Benim, mecnunlar misali üstü başı yırtık gezmem,

Benim, lal olmam,

Benim, aşımın, ekmeğimin, tadının tuzunun kaçması,

Benim, betimin benzimin sararıp solması hoşuna mı gidiyor.

Benim şaşırıp kalmam,

Gördüğüm her güzeli sana benzetmem, seni mutlu mu ediyor

 

Ey nazlı sevgili!

Gam ve kasvetin her türlüsü, gönlümde vardı zaten.

Alışmıştım, şikâyetçi de değildim.

Ama meftun olduğum, gülücüklerini alıp götürmen,

Beni derbeder etti.

İsyan etmenin günah olduğunu bildiğim halde,

Bazen isyan ediyorum.

Elimde değil.

Ne olur ne yapıyorsan yap, meftun olduğum gülücüklerini bana tekrar gönder!

Gönder ki sana sevdalı gönlümün gergefine nakış nakış ,motif motif nakşedeyim!

Nakşedeyim ki,

Kendi kendime geleyim!

Yanaklarım, mutluluktan al al olsun.

Görenler gıpta edip, bana özensin!

Pazılı güçlü bileklerimin, gücü kuvveti yine eskisi gibi olsun!

Yürürken kamburlar gibi değil, tam aksine dimdik yürüyeyim.

Saçlarımı sevdiğin şekilde, biryantin ile tarayayım.

Bana çok yakıştığını söylediğin, kırmızı tişörtümü de bazen giyeyim.

Çok şey istemiyorum senden.

Ömür miadımın dörtte üçü, zaten bitmiş.

Hiç olmazsa kalan ömrümde, içten güleyim!

Zira gülmek ömrü uzatıyormuş.

Gülmek sana yakıştığı şekilde, bana yakışmadığını da biliyorum

Ama hiç yoktan iyidir.

En azından somurtmam!

Suratımdan düşen, bin parça olmaz!

Karadeniz’de gemileri batmışlar gibi, kara kara düşünmem!

Gülücüklerindi, beni hayata bağlayan,

Gülücüklerindi, bana en manidar uzun şiirleri yazdıran,

Gülücüklerindi, beni benle her daim barıştıran,

Gülücüklerindi, beni sevda maratonlarında ilk üçe sokan,

Gülücüklerindi, bana aşk şevkle kulluk görevini yaptıran,

Gülücüklerindi, seherlerde canı gönülden dua ve niyazlarda bulunduran,

Gülücüklerindi, gülücüklerindi, gülücüklerindi…

10/Aralık/2019

 

( Gülücüklerindi başlıklı yazı sadeceo tarafından 10.12.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.