Bir masal dinlemek ister misiniz,
Bir var mış,
Bir yok muş...

Annemin söylediğine göre 
Dün’kü çocukmuşum ben..

Ekin zamanı doğmuşum,
Anız tarlaları yakılmadan,
Serçe yuvaları bozulmandan önce...
......
Kiraz ağaçları,
Süt,
Günah...
......
Araf denen yer burası,
Marifet bir ters bir düz nakışta,
Git gel akıllı olmak...
.......
Parçacıkları topladıkca bütün oluyoruz,
Henüz kalbimin yedek parçası üretilmedi...
......
Arafın kapısı yok
Ama;
Yedi kat gökyüzü,
Yedi kapı cehennem...
.......
Su,
Kan pıhtısı,
Çamur,
Yaratılış...

İmtihan,
Yasak ağaç,
Sürgün...
.......
Eski çağlardan,
Karanlık devirlerden,
Taht-ı süleymandan,
Karınca vadisinden...
......
Oy benim can parem,
Oy benim öksüz kuzum,
Ömrümün kinayesi,
Nisanda gelirsin diye düşünmüştüm...
....
Gel( me) din...
......
Ya çay demleyin,
Kırmızı kan renginde,
Ya da tedavülden kaldırın sonbaharı...
.....
"Ayrılık ayrılık aman ayrılık
Her bir dertten ala yaman ayrılık"
......
Lirik yağmurlarla depreşen bir acı koynumda,
Keşke;
Bir parça toprak olsaydım avcunda..

"yâ leytenî küntü turâbâ"
.......
Bitti...

( Araf başlıklı yazı Ali İmral tarafından 1.12.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.