Klavye başında bir yalnızlık,
Cümle oyunu,
Kur ve boz...

Can sıkıntısı işte...

Kendimden başlıyorum karalamaya zamanı,
Sen nar kırmızısın,
Ben çiğ tanesi....

Belki zamanı değil sevdalanmanın,
Belki dalayazda üşüyor ellerin,
Zamansız şarkılar tutuşuyor içinde,
Yalınayak kalıyorsun,
Gelmiyorsun....

Ama anla beni,
Gözlerin eski istanbul...

Değilmi ki sen;
Sevilmeyi seviyordun,
Ben ise sevmeyi...

Ne sen gelmeyi öğrendin
Ne de ben unutmayı...

Bir cümle oyunu başladı içimde...

Ben aynı yerde,
Şehr-i canda,
Bir cami bahçesinde,
Bir bardak çay,
Bir yudum sigara,
Yaşlı bir çınar ağacı altında,
Seni bekliyorum...

Ey benim,
Atufetlu,
İnayetlu,
Devletlu hünkârım...
Yok sana isyanım...

Yemin olsun,
Dört kitaba,
Ay’a,
Yıldıza,
Suhufa,
Levh-i mahfuza...

Senden gayrısına
Ben bi günahım...

Her gece,
Senin dudağın kıvrımda,
Lohusa kaldım şiire...

( Cümle Oyunu başlıklı yazı Ali İmral tarafından 13.11.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.