Doyumsuz muhabbetin gönülde yâr gibidir

Karakış ortasında yüzün bahar gibidir

 

Karanlıkları deler geçer aşkın hançeri

Suretin gül bahçesi bembeyaz kar gibidir

 

Efsunlu bakışının oku değer gönüle

Adını zikretmeyen tamuda nâr gibidir

 

Bu davanın sırtında kambur gibi duranlar

Gülün yanı başında büyüyen hâr gibidir

 

Zamanın kıymetleri, gül yüzlü düşünceler

Hissiyatın içinde kaybolmuş ar gibidir

 

Senden sonra ümmetin dağıldı birer birer

Bu dünya müminlere şüphesiz dar gibidir

 

Her geçen gün büyüyor sana olan hasretim

Sensizlik gönüllerde hep âh-u  zâr gibidir

 

İnanç vadilerinde çağlayanlar kurumuş

Kalpte iman güneşi bir yok bir var gibidir

 

Hüznün zincirlerini dolarlar boynumuza

Sensizlik içimizde her dem zarar gibidir

 

İhanet kurşunuyla yolumuzu kesenler

İdam fermanımıza düşen karar gibidir

 

Kokuşmuş çağa inat hicrette karar kılar

Düşmüş yollara gönül seni arar gibidir

 

Sualler sıra sıra dizilir belleğimde

Cevap beklediklerim soru sorar gibidir

 

Kalplerin yangınında buluta döner sular

Dünyadan göçüşümüz sanki firar gibidir

 

İdrakin kapısına vurulan kelepçeler

Zekeriya’yı biçen paslı hızar gibidir

 

Bize hayat bahşeden gül yüzlü duaların

Kararan kalbimize düşen nazar gibidir

 

Işığına sığındık bir pervane misali

Ameller sermayemiz, dünya pazar gibidir

 

Gül bahçesi tarûmar, zaman uyku sersemi

Bu gaflet uykusuna Resul kızar gibidir

 

Unutsa da adını zamanın bedbahtları

Tarih seni göklere şanla yazar gibidir

 

Bir oyun oynanıyor mukaddesatımızla

Bu oyunu basiret her dem bozar gibidir

 

Göklerin yangınında kül oldu saraylarım

Düşürdü gülü yere gönül sakar gibidir

 

Yolların ayrımında kıyama durur sükût

Asık suratlı çağda tuz da kokar gibidir

 

Zifiri karanlıklar sabahları müjdeler

Nübüvvet çeşmesinden nurun akar gibidir

 

Dön ki bahar erişsin yürek coğrafyamıza

Gönlümüzdeki yangın suyu yakar gibidir

 

Gönül bahçelerinde zakkumlar yetiştirir

Din bezirgânlarında inanç çıkar gibidir

 

Seccademden alnıma değer gülün busesi

Ruhum vuslatı diler tenden bıkar gibidir

 

Öz yurtlarında garip, parya olmuş ümmetin

Bu ahval canımıza kurşun sıkar gibidir

 

Tevhidin haremine destursuzca girenler

Sözleri ağzımıza bir bir tıkar gibidir

 

Niyaz penceresinden gülümser en sevgili

Makam-ı Mahmud’undan bize bakar gibidir

 

Doğmuyor üstümüze sensiz sabah güneşi

Ümmetin bu zilleti sanki ihtar gibidir

 

Gel artık ey sevgili!... Gönlümüz serap oldu

Varlığınla yokluğun leyl-ü nehar gibidir…

 

 

                                   M. NİHAT MALKOÇ

( Müstesna Güzel’e Kaside-i Bürde başlıklı yazı M.Nihat Malkoç tarafından 8.11.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.