Ne zaman gömmüştün beni

Ruhumla beraber yan yana

 

Sabah geç kaldım içim cız dedi

Zehire tuz atmış bolca kahvaltıda

 

Toprak sensizliği demlemiş koynunda

Şeker atılmamış katrana benzermiş

 

Sinsi sinsi yuva yapan aklıma

Ruhumu kemiren çingene güve siymiş

 

Kanıma çekilsin diye ekmek banan

Bedenimde oturan tahtakurusuymuş

 

Yoluma doğru açılmaz kapılar

Yürümez ayaklarım sürgüler paslıymış

 

Güneşe açılmaz küsmüş pencere

Kara bağlamış kepenkleri yaslıymış

 

Özlemin eklemlerde nasır tutunca

Ellerim çiçek kökünü avuçlamazmış

 

Saçlarımın karası toprağa belenmiş

Kahverengi rahatsız huysuzlaşmış

 

Limon çiçeği gözlerinin ekşisini

Topraklı damağım tatmadan düşlermiş

 

Hasret orunca emermiş döşlerimi

Kuru damar gözünden süt alacaklıymış

 

Düşümden hızla geçerken yağmurlu bulutun

O çatlayan kurumuş resmime bakmazmış

 

Umudum hedef tahtasında on iki

Sebepsiz vuruldukça topraktan çıkmazmış

 

Hadi söyle artık saklama sen gidince

Yoksa ben ölmüş müydüm?

( Yoksa Ben Ölmüş Müydüm başlıklı yazı Kazım Gök tarafından 17.10.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.