Makale / Güncel Makaleler

Eklenme Tarihi : 13.10.2019
Okunma Sayısı : 1851
Yorum Sayısı : 12
Günün Yazısı

Bu Yazı 14.10.2019 tarihinde
GÜNÜN YAZISI
olarak seçilmiştir.

TÜRKLERİN EN BÜYÜK DÜŞMANI NİNJA KAPLUMBAĞALARIDIR.


İlkokul yıllarımızda zaman zaman arkadaşlarımızla öğretmencilik oynardık. Oyunlarımızda arkadaşlardan biri öğretmen, biz de öğrencileri olurduk ve arkadaşımız ( öğretmenimiz ) bize değişik sorular sorardı. Bu soruların içinde de en çok sorulanı ‘’Türklerin en büyük düşmanı kimdir?’’ Sorusuydu. O yıllarda ( Yani 1960 lı yıllarda ) En büyük düşmanımız Kıbrıs olayları sebebiyle sık sık adını duyduğumuz Başpsikopos Makarios yüzünden Rumlar’dı. Rumlar deyince mahallemizdeki komşularımız olan Eleftria Teyze  veya Madam Evniki, Paraşko Amca filan değildi tabii ki. Yunanlılardı düşmanımız.

Sonra yine ilkokul yıllarında( artık son sınıfta yani) bir dönem Erzurum’un Pasinler ilçesinde yaşadık. O dönemde de Pasinlerli komşu dedelerin, ninelerin anlattıkları eskiye, çok eskiye ait anılardan öğrendik ki Ermeniler, Rumlardan daha da düşmanlarmış bizlere. Çünkü o yörede çok fazla katliam yapmışlar. Hatta insanları camilere doldurup diri diri yakarak öldürmüşler.

Orta okul yıllarımızda asıl düşmanın Ruslar olduğunu öğrendik.

Lise yıllarında resmen kafamız karıştı. Bir kısım arkadaşlara göre en büyük düşman yine Ruslar’dı  ama bir başka kısım arkadaşlara göre Ruslar iyi insanlardı. Asıl düşman Amerika idi. Bu arada bizi ana yurdumuzdan çeşitli entrikalarla sürmüş olan Çin de büyük düşmanlarımız arasındaydı ama arkadaşların bir kısmına göre Çin de oldukça cici bir devletti. Hele de Mao şeker gibi bir adamdı.

Lise son sınıfta Tarih derslerimize giren Saliha Hanım bir gün sınıfa sordu: ‘’ Türk Milletinin en büyük düşmanı hangi devlettir.’’ Diye Yunan diyen oldu, Rus diyen oldu, Amerika diyen oldu tabii ki. Saliha Hanım tüm cevapları aldıktan sonra açıkladı: ‘’ Hayır bilemediniz. Türk Milletinin en büyük düşmanı İngilizlerdir.’’

Böylece üniversiteye başlamadan önce bizzat Tarih öğretmenimizden Türklerin asıl düşmanının kimler olduğunu da öğrenmiş oldum. Her ne kadar pek çok arkadaşımın ‘’ Ruslardır.’’ Ya da ‘’Amerika’dır’’  Görüşlerinde bir değişiklik olmasa da bana göre artık asıl düşman İngilizlerdi. Çünkü ben öğretmenlerime inanır ve güvenirdim her zaman.

Lise bitti. Hasbelkader Üniversite sınavları sonucunda İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih  Bölümünü tutturdum ve başladım Tarih öğrenimi görmeye.Ancak ilginçtir ki Tarih öğrenimi gören arkadaşlarımın büyük bir bölümü en büyük düşmanı hâlâ Rusya olarak görüyorken üniversitenin başka bölümlerinde ( Örneğin Felsefe ) Amerika’yı en büyük düşman olarak görenler çoğunluktaydı. İngiltere nedense hiç kimsenin dikkatini çekmiyordu.

Hocalarımızın derslerini dinledikçe gördük ki düşmanlarımız öyle üçle beşle sınırlı değilmiş. Fransa, Avusturya, Macaristan, Sırbistan, Bulgaristan,Romanya, Hollanda, neredeyse tüm Avrupa düşmanımız...Hatta I. Dünya savaşında dost olduğumuz Almanya bile... Ve hatta İran mesela...Herifler tarihleri boyunca neredeyse Türk’ten başka bir milletle savaşmamışlar.


Evet, baktığımız zaman bu günlerde çok dillendirilen ‘’ Türk’ün Türk'ten başka dostu yoktur’’ Sözünün ne kadar doğru olduğunun eğitimini alıyorduk adeta. Yer yüzünde bir tek dostumuz yoktu kendimizden başka...

Sonra derslerimize giren hocalardan Rahmetli Ordinaryüs Prof.Dr. İbrahim Kafesoğlu beni resmen altüst etti. Zira onun sayesinde öğrendim ki Türk’ün Türk’ten başka dostu olmadığı gibi Türk’ün en büyük düşmanı da hep Türk olmuş.

Bugün sokağa çıkıp insanlara rastgele sorun ‘’Türkler tarih boyunca kaç devlet kurmuşlardır?’’ Diye, alacağınız cevap bellidir: ‘’16 (Türkiye Cumhuriyeti dahil 17 )’’ Oysa Rahmetli Hocam İbrahim Kafesoğlu bunu da açıklamıştı bize: ‘’ Türkler tarih boyunca 254 devlet, 50 Hanlık kurmuşlardır. 16 Diye bahsedilen şey Türklerin kurdukları İmparatorluklardır ki o sayı da yanlıştır. Mesela koskoca bir Memlûk İmparatorluğu o imparatorluklar içinde yoktur.’’ Demişti.

İşin daha da vahim tarafı tarih boyunca kurulan bunca Türk devletinin neredeyse hepsini ortadan kaldıranın yine bir Türk devleti olmasıydı. Yani Türk’ün Türk’ten başka dostu olmadığı gibi Türk’ün en büyük düşmanı da genelde yine Türkler olmuştu.

Mesela İlk Müslüman Türk Devleti olarak kabul edilen Karahanlıları bir başka Türk devleti olan Harzemşahlar, Harzemşahları da Türk olan Anadolu Selçukluları ortadan kaldırmıştı.

Avrupa’ya ‘’Türkleri hiç bir kuvvet yenemez’’ Dedirten Yıldırım Bayezıt’ı Ankara’da perişan eden yine bir Türk olan Timur’du.


Otlukbeli’de Fatih Sultan Mehmet’in mahv-ı perişan ettiği, bir Türk olan Uzun Hasan’dı.

Yavuz Sultan Selim, bir Türk olan Şah İsmail’i yenmişti Çaldıran’da. Daha sonra ortadan kaldırdığı Memluk Devleti bir Türk devletiydi. Dedesi Fatih İstanbul’u Feth ettiğinde günlerce bayram yapılmıştı Mısır’da..Yani Memlûk ülkesinde...

Örnekleri çoğaltmak mümkün.

Efendim, bu kadar çok düşmanımız var. Hatta ‘’Türk’ten başka dostumuz yok’’ Desek de Türk de Türk’e pek dost değil. Bunu da ben değil tarih bilimi söylüyor. Ama bunca düşmana rağmen henüz asıl düşmana yine de gelemedik değil mi? ( Bu arada Türk’ün Türk’ten başka dostunun olmamasını bir ayrıcalık, üstünlük, iftihar vesilesi olarak görenleri anlamakta oldukça zorluk çektiğimi de belirteyim.)  

Efendim her ne kadar Arapların biz Türklere I. Dünya Savaşı yıllarındaki ihanetleri bilinmeyen bir şey değilse de Araplardaki Türk düşmanlığı çok daha eskilere, hatta Türklerin Müslüman olmadıkları dönemlere dayanıyormuş.

Araplar 710 yılında yapılan Talkan ve Cürcan savaşlarında Türklere olan düşmanlıklarını  yaptıkları katliamla ortaya koymuşlar. Sadece Türkleri katletmekle kalmamış silah zoruyla Müslüman da yapmışlar. Evet, bu husus da zaman zaman dillendirilir ve Barış Pınarı Harekatına başladığımız günden beri daha sık dillendirilir oldu nedense.

Tabii ki Talkan ve Cürcan savaşları da bilmediğimiz bir konu değil her ne kadar gerek orta okul ve lise gerekse fakülte yıllarında Ermeni tehciri, Kürt İsyanları, Kore Savaşı, Dersim İsyanı gibi Talkan ve Cürcan Katliamına da hiç değinilmemiş olsa bile neticede zamanla öğrendiğimiz bir konu bu. Bahsettiğim konulara neden değinilmezdi, şimdi değiniliyor mu onu da bilmiyorum doğrusu.

Her neyse. Altmış beş yıllık bir ömür ve bunca tahsile ve hatta Tarih dersi öğretmenliğini yaptığım halde öğrenememiş olduğum bir gerçeği de iki gün önce çok kıymetli bir yazar sayesinde öğrenmiş oldum: Türk’ün asıl düşmanı meğerse Araplarmış ve bu düşmanlık Talkan ve Cürcan savaşlarından da eskiymiş meğerse.

Peki ne kadar eskiymiş?

Bu düşmanlık 300 lü yıllara kurulan (!) İslamiyetin 400 yıl süren zulmünden sonra Türklerin asimile edilmesi ile neticelenmiş.( Vallahi ben değil o diyor. ) Türklere düşmanlığı ilk kez işaret eden de İslamiyet denen bu dinin kurucusu Muhammed imiş. Yani 570 Yılında dünyaya gelen Hz. Muhammed 300 lü yıllarda İslamiyeti kurmuş, sonra 400 sene boyunca Türkler asimile edilerek ve dahi kılıç zoruyla Müslüman olmuşlar. Güzelim cââânım Gök Tengri dini ya da Şamanizm gibi harika bir dinleri varken Arapların dinine geçmişler.  

İslamın kurucusu Muhammed’e ‘’Sen eğer peygamber isen bize gelecekten haber ver?’’Demişler . O da Kur’an-ı Kerimin on dört tane ayetinde ‘’ Kıyametin vaktini ve saatini ancak Allah bilir’’ mealindeki ayetleri pas geçmiş, ‘’ De ki: Göklerde ve yerde Allah’dan başkası gaybı bilmez.” Ayetini de hâşâ sallamamış ve şu sözleri sarfetmiş gelecekle ilgili olarak:

– Müslümanlar, Türklerle öldürülmedikçe, kıyamet kopmayacaktır. Yüzleri kalkan gibi, üst üste binmiş (kalın) derili olan bu toplumla…. kıl giyerler.” ( Bkz. Müslim, e’s-Sahih, Kitabu’l-Fiten/62-65, hadis no: 912; Ebu Davud, Sünen, Kitabu’l-Melahim/9 Babun fi Kıtali’t Türk, hadis no: 4303; Nesei, Sünen, Kitabu’l-Cihad/Babu Gazveti’t-Türk…)

– “Siz (müslümanlar), küçük gözlü, basık burunlu, yüzleri kalkan gibi, derisi üst üste binmiş olan toplumla öldürüşmedikçe kıyamet kopmayacaktır.” (Buhari, e’s-SAhih, Kitabu’l-Cihad/96; Müslim, e’s-Sahih, kitabu’l-Fiten/62 hadis no: 2912; Ebu Davud, Sünen, hadis no: 4304; Tirmizi, h. no: 2251; İbn Mace, h. no: 4096-4099) 


Boru değil, gördüğünüz gibi kaynaklar da verilmiş(!) bu hadislerle ilgili olarak.

Şimdi bu hadisler gerçek midir, uydurma mıdır bunun üzerinde durmayacağım.Hz. Muhammed’in -ortada hiç bir sebep yokken- Türklere bu denli düşman olması(!) üzerinde de durmayacağım. Bu hadislerin gerçek olduğunu varsayalım bir an.

Türkler küçük gözlü müdür?
Basık burunlu mudur?
Yüzleri kalkan gibi yusyuvarlak mıdır?
Derileri üst üste binmiş gibi midir?

Yahu Mustafa Kemal Atatürk öncelike Türklerin şu hadiste(!) belirtilen tipte insanlar olmadığını kanıtlamak için kurdurdu Türk Tarih Kurumunu. Etmeyin eylemeyin.

Şimdi bu kıymetli yazara ‘’ Sen çekik gözlü, yassı burunlusun, derin de kat kat’’ desem kesinlikle hakaret davası açar bana ama aynı kişi hadiste bu şekilde ifade edilen kavmin ( ki hadis denen şeyin sahihliği çok çok şüphelidir.) Türkler olduğunu söyler.

Ha unutmadan.  Bu arada bakın aynı yazara göre Araplar neymiş:

‘’TÜRK DÜŞMANLIĞINI hadislere kadar sokan Araplar, dünyada gelmiş geçmiş en aşağılık ve iğrenç ırklardandır.’’( Kürtler hakkındaki kanaatleri aynıdır.)

Neyse çok uzattım. Ben size açıklayayım Türk’ün asıl düşmanını da öğrenin.

Tarihimizi biraz derinlemesine kurcaladığınız takdirde göreceksiniz ki Türk’ün en büyük düşmanı Rönesans ve Reform hareketleri döneminde yaşamış olan Marthin Lutherdir. Martin Luther pek çok yazısında Türk Düşmanlığını dile getirmiştir açık açık. Hatta şöyle bir duası bile vardır:

Tanrım yardımcı ol bize sözlerinle,

Papa'nın ve Türklerin cinayetini engelle.

Senin oğlun olan İsa'yı,

İsterler senin tahtından indirmeyi.

Peki onunla aşağı yukarı aynı dönemde yaşayan çok ünlü sanatçılar kimlerdir?  Hemen sayayım: Donatello, Raphaello, Migel Angelo, Leonardo da Vinci.

Bu insanların Luther’in düşmanca fikirlerinden etkilenmemiş olması mümkün müdür? Elbette değildir. Yani bunlar Türk düşmanlarıdır ve bu düşmanlıkları günümüzde de devam etmektedir.

Şimdi diyeceksiniz ki ‘’Sallama Hocam. O bahsettiğin insanlar çoktan öldü gittiler.

Çok yanılırsınız böyle düşünürseniz. Donatello, Raphaello, Migel Angelo, Leanardo öldüyse Ninja Kaplumbağaları kim peki?

Sanırım yavaş yavaş köfteyi çaktınız.

Türk’ün asıl düşmanı ne Amerika, ne Rusya, ne Yunanistan, ne İngiltere ne Araplar, ne de bugün mücadele halinde olduğumuz terör örgütleridir. Türk’ün en büyük düşmanı Ninja Kaplumbağalarıdır.
( Türklerin En Büyük Düşmanı Ninja Kaplumbağalarıdır. başlıklı yazı Sami Biber tarafından 13.10.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.