1.

yükseleni neydi aşkın yalnızlık mı
hangi burcun kapısını çalsam
evde yoksun

gelin arabalarının önüne konan
bez bebeklerin nesli ne de çabuk tükendi
şimdi siyah beyaz fotoğraflara konu edilebilir belki
adem’in havva'yı öptüğü o ilk gece

o ilk dokunuş
o ilk ürperiş       
 
kandırılan aşk şarkılarım var benim
önüm kış, ardım hüzün giyimli kadınlar matinesi
anlıyorum ki sokağa çıkma yasağı konmuş gözlerime
bir retinayı terk edip geliyorum şimdi sana
bir çift göz aşk körü oluyor
şimdi hangi kadının yüzüne baksam
orda yoksun

2.

loş bir ışık gecenin kusurunu örtüyor
ne zaman gülen birilerini görsem çok çirkin ağlıyorum
aynalardan öğreniyorum parça parça yalnız kalmayı
ve her parçasından ayrı ayrı kanamayı
kitaplarımın kulağını büküyorum
sonra kaldığım yerden ölürüm diye
senden o kadar çok şey öğrendim ki;
mesela kabrin üstü açık kaldığında, ölülerin üşümeyeceğini,
yastığımın altında hıçkırık biriktirmeyi
sabrın kurşun geçirmediğini ve duaların geri getirmediğini

keşke bazı şarkılardan sonra yağmur yağmasa...

Vedat Keleş
( Ayrılan Çiftlerin Mezar Taşına Önsöz -1 başlıklı yazı Vedat Keleş tarafından 10.10.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.