YÜREK YANGININDA BİR GARİP GÜLCE!-1...


Gülce’ Bir hayat bir düş, bir hayal, bir yok oluş.....
Hikayem gerçek yaşamdan alınan bir hayat öyküsüdür. Güzel bir kasabanın güzel sayılan kızıdır Gülce.


On beş yaşına geldiğinde annesi -seninle ilk okulu bitiren arkadaşların çoluk çocuğa karıştı sen evde kaldın demişti. 


Gülce kimseyi sevmedi. Okumayı istiyordu okumaya aşıktı. Hayalleri vardı ya öğretmen ya ebe yani sağlıkçı  olacaktı insanlara faydası dokunsun istiyordu, ne yazık ki olmadı...bir elinden tutan, okul birincisiydi öğretmeni okusun bu çocuk ziyan olmasın demişti.

Ama, durum elvermiyordu, hayalleri birbir sönse de hala umudu vardı Gülce’nin ta ki bir akrabasına sözü kesilene kadar...


Kız arkadaşları ve amca kızları övgüler yağdırır kaşına, yeşil gözüne, hayranlık duyarlardı. Çok isteyenleri vardı, hepsini reddediyordu annesinin o söylemine rağmen evlenmek hiç yoktu aklında.


Hatta çok sevdiği teyzesi haber getirmişti seni çok beğenmiş eniştenin iş arkadaşı istetecek ailesini gönderecek haftaya demişti. Hayır dedi teyzesine de - ben daha evlenecek yaşta değilim ben okuyacağım teyze...dedi.


Bir gece uzaktan ansızın yakın akrabaları geldi habersizce, çok iyi tanımıyordu akrabaları olsa da onların kızı amcasının geliniydi, Gülce’nin iki amca kızı da onlara gelindi.


Hayrola dedi babası, karnımız ağrıyor dediler, karnı ağırmak bir şey isteyeceğiz ama ret edilir miyiz anlamında bir ima idi bizde...


Söyleyin diyor baba! -Nedir.. karnınızın ağrısı -biz oğlumuza kızını istiyoruz. Baba diyor -benim ahtım var ben sevdiğimi alamadım yemin ettim ki çocuklarım kız erkek her ikisi de, roman bile sevseler (eski söyleminle çingeneye) yok demeyeceğim kızım sevdi diye, kızım kabul ederse olur diyor, ve ertesi güne erteliyor. 


Baba sorduruyor Gülce’ye -seni istiyor Şaban ağabeyin oğlu Osman’a!...- Kızım ne diyorsun?...
Gülce; mahcup. Gülce; çaresiz, yabancılara yok dedi hayır dedi gülce, şimdi ne yapsın...Sabaha kadar uyuyamaz.. Hayalleri var okuyacak o.


Annesi razı değil akraba evliliğine çıkıp gidiyor tarlaya arkasında durmuyor Gülce’nin.


Korna basa basa geliyorlar alacaklarından emin.O’ an tüm hayalleri geçiyor gözünden film gibi sönüyor tüm umutları Gülce’nin.


Razı değil oda akraba evliliğine ama bunu söyleyebileceği kimse yok yanında. Utanıyor büyüklerine saygısından atıyor içine söyleyemediklerini.


Hoş geldiniz diyor gelenlere, onların yanında durmuyor Gülce kardeşinin beşiğine sarılıyor hüzünle, kafası allak bullak. 
Giriyorlar konuya isteme faslı başlıyor ağlamak istiyor ağlayamıyor Gülce. Göz kapakları isyanda...baba yineliyor - kızım isterse olur Şaban ağabey! Ne hayır diyebiliyor, evet; zaten demek istemiyor ki, Gülce.


Amca kızları da, sıkıştırıyorlar evet de diye... demiyor, demiyor ama; bir işgüzar amca kızı çıkıp -kız susuyor, susmak kabul etmek değil mi? kız hayır demiyor ki istiyor demek ki diyor...fırsat bu fırsat hemen söz kesiyorlar Gülceye.


Gülce ağlar içten sessizce, kan sızıyor içine kimse bilmiyor, fırtına kopuyor küçücük dünyasında ve yüreğinde, daha yaşı on altı iki buçuk ay olmuş on altıya girdiği de.


Artık her şey bitti, okumaya dair tüm hayaller uçup gitti.
Evlendikten sonra dışarıdan okuyacağım diyor kendine bambaşka hayaller kuruyor geleceğe, başka çaresi yok ki!...


İki günde karar veriliyor nişan oluyor, başı önde Gülcenin. Hiç elini tutmadığı gözlerine bakmadığı tek kelam etmediği biriyle nişanlı artık...bir yıl sonrasına düğün sözü bile kesiliyor.


Hiç görüşmüyorlar iki ay İstanbul’da nişanlısı. Soruyor amca gelini mektup yazıyor mu sana! o zaman mektup var sene 1980. -Hayır diyor, Gülce -hiç yazmadı.

-Nasıl nişanlısınız siz nasıl anlaşacaksınız tanıyacaksınız birbirinizi, o yazmadıysa sen yaz diyor...yazıyor, Gülce! bir arkadaşa yazar gibi ...selam kelam vesselam!...


Cevap geliyor. Isınmaya sevmeye çalışıyor Gülce.Şiir yazıyor on dört yaşından beri zaten. her mektuba iki şiirini iliştiriyor, bilmiyor ki nişanlısı şiire boş şeyler diyor. 


Bir yıl geçiyor yurt dışındaki kaynı gelecek düğün olacak, haber geliyor düğün erteleniyor bir yıl daha’ çok mutlu oluyor Gülce! bu habere. ...diyorlar neden seviniyorsun üzülmen lazım. 

Seviniyor çünkü bir yıl daha Gülce olarak özgür kalacak hayallerinde...


Şeker bayramı ziyaretine geliyor nişanlısı yeğenini de peşine alarak yeğen kız Gülcenin yaşlarında. 
Seviniyor Gülce.O gece kalacaklar Gülce'lerin evinde. 


Baba evde yok o’an anneden izin alınıyor, bayram ziyareti dayılara diye ...anne yalnız olmaz kardeşi Meryem de dayı kızı Ayşe de gelecek sizinle.Tamam diyor dağmat adayı Osman.


Yürüyorlar yol boyu konuşmadan konuşamıyorlar ki Gülce utancından başını kaldırmıyor yerden.

Dayı kızı Ayşe -biz az önden gidelim siz arkada rahat konuşun diyor, kardeşi Meryem’i misafir yeğen Sema’yı, da yanına alarak ilerliyorlar.


Ama kurnaz dayı kızı yol boyunda dikenlikler var saklanıyorlar arkasına ne konuşuyorlar dinlemek maksat ama iyi ki de öyle yapmış.


Konuşsa; Osman cevap verecek Gülce, nede olsa nişanlısı sus pus Osman. ikide bir saatine bakıyor ayakkabısıyla oyalanıyor dikkatini çekiyor Gülcenin. 
 
Hisleri; var bir şeyler diyor bu işte!.uzaktan bir aracın ışığı yansıyor ağır ağır geliyor nedense! 


Ve ...Osman araca yöneliyor.-O Hasan ağabey ne işin var senin buralarda, -birini getirdim. diyor -onu bıraktım.- ağabey  bizi de bıraksana bayram ya el öpmeye gidiyorduk bizde Gülcenin dayısına, açıyor kapıyı gel diyor Gülce’ye, -hayır, diyor Gülce -ben tek binmem, zaten iki adımlık yer ne gerek var.. kızlar saklandığı yerden çıkıyorlar...


Ayşe -sizi yakaladım kaçacaksınız demi diyor -hayır diyor, Gülce; - niye kaçayım zaten nişanlıyım ...kızlar önden binerse bende binerim diyor, araca çok ısrar ettikleri için en son Gülce biniyor, üç kızı da kaçıramazlar ya! diye düşünerek ...plan bozuluyor dayıya gidiliyor eve dönülüyor geç saatte! saf kalpli Gülce art niyet aramıyor yinede şüphe duysa bile...


Sabah oluyor, anne dayı ile tedavi amacıyla İstanbul’a gidiyor randevusu var doktor da. 


Baba Cemal; bayram ziyaretine gidecek evi emanet ediyor Osman’a -ev sana emanet sende oğlumsun, diyor. 


Baba gittikten sonra nikah için resim çektirelim hazır olsun diyor, izin alınıyor yengeden önce dedeye gidilecek sözde el öpmeye sonra resim çektirmeye ...bir diğer ilçeye! diye... çıkılıyor yola yeğen, nişanlısı ve Gülce.


Erkek kardeş takılıyor peşlerine onu çeviriyor para vererek dedeye yürüyerek gidilecek mesafede ama gelen otobüse el ediliyor. 


Gülce-dedem şurada otobüse niye biniyoruz -ilk resim çektirelim sonra dönüşte dedeye gideriz diyor ...ister istemez kabul ediyor, biniyorlar inecekleri yere yanaşınca -ineceğiz demen lazım yoksa durmaz diyor Gülce Osman’a.-Vazgeçtim; burada inmiyoruz merkezde çektiririz diyor, durdurmuyor aracı Osman. Merkezde iniyorlar yürüyorlar tabi maksat fotoğraf diye biliyor Gülce...bir çok fotoğrafçı geçiliyor -nereye gidiyoruz. diyor Gülce.-Burada az ilerde Hanife hala var seni illa getirmemi istedi benden, beni çok sever seni merak ediyor ona gidelim önce diyor...


Ve otobüslerin olduğu yere geliyorlar. -...burası terminal halan terminalde mi oturuyor ...diye soruyor Gülce, kuşkuyla Osman'a....Ve itiraf ediyor -ben seni kaçırıyorum.-buna ne gerek var biz zaten nişanlıyız ve bir yıl sonra düğünümüz olacak ...diyor. hayır, hayır diyor, Gülce. Yeğen konuşuyor -dedem öyle karar verdi amcama dedi ki düğün masrafı yapmayalım sen kandır ve kaçır nişanlını...


Ve ekliyor Osman -eğer gelmezsen her şey burada biter, aileler birbirine girer, götürüp bırakırım seni eve ama baban sana inanmaz ona göre karar ver ya dön ya gel...


Çaresizdir Gülce! içinde çığlıkların kıyameti kopuyor, feryat figan dil ...suskun! Zoraki biner otobüse ve derki o an nişanlısı Osman’a -benden hiç bir zaman yürekten sevgiyle sana eşlik edeceğimi bekleme!...


NOT: Çok uzun olunca okunmadığını bildiğimden arkası yarın yaptım öyküyü.Devamı gelecek saygılarımla...


21 Eylül 2019
Mlk Tryk
( Yürek Yangınında Bir Garip Gülce!-1... başlıklı yazı Kalb-i Hazan tarafından 21.09.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.