Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından 17-21 Temmuz
tarihleri arasında yapılan 23. Uluslararası Malatya Kültür Sanat Etkinlikleri
ve Kayısı Festivali ile 24-30 Ağustos tarihleri arasında yapılan Malatya Sanat
Sokağı Şenlikleri’nde tuhaf ve ilginç olaylar yaşandı.
Kayısı Festivali kapsamında yaşanan ilk ilginç olayı daha
sonra Malatya Sanat Sokağı Şenlikleri ile ikincisi takip etti. Üçüncüsünün ise
yaşanıp yaşanmayacağını bilemiyorum…
2013 yılından itibaren yapılmayan ve bu yıl 23’sü yapılan
Uluslararası Malatya Kültür Sanat Etkinlikleri ve Kayısı Festivali kapsamında
yapılmış olan etkinlere katılacak olan sanatçılarla ilgili kamuoyuna 1
Temmuz’da bir basın açıklaması yapıldı.
Yapılan açıklamada festivalin beşinci günü olan 21 Temmuz’da
sahneye Ümit Besen ile Pamela’nın çıkacağı duyuruldu. Duyurunun dışında ise
Malatya’nın dört bir yanındaki reklam panolarına asılan afişlerde Ümit Besen
ile Pamela’nın resimleri boy boy yer aldı.
Daha sonra ise festivale sayılı günler kala 13 Temmuz’da
Malatya Büyükşehir Belediyesinin sosyal medya hesaplarında yapılan
paylaşımlarda Pamela’nın isminin kaldırıldığı görüldü.
İkinci ilginç olayda ise 24-30 Ağustos tarihleri arasında
yapılan Malatya Sanat Sokağı Şenlikleri kapsamında 25 Ağustos günü sahne
alacağı duyurulan Karadenizli sevilen sanatçı Selçuk Balcı’nın konseri iptal
edildi.
Her iki sanatçının da iptal gerekçesi olarak İstanbul
seçimlerinde “Her şey çok güzel olacak”
dedikleri için konserlerinin iptal edildiği medya organlarında yer aldı.
Kamuoyuna yansıyan gerekçenin ne derece doğru olup olmadığını
bilemem! Ancak bildiğim ve anladığım bir şey var ki o da bu konuda görevli olan
kişi ya da kişilerin liyakatsiz, ehliyetsiz olduklarıdır…
Arka arkaya yaşanan bu iptal olaylarında görevli olanların bir
tuhaflık, bir yanlışlık, bir işgüzarlık yaptığı gün gibi ortada!
Önce getireceğiniz sanatçıları açıklayacak ve onlarla
ilgili afişleri yaptırarak şehrin dört bir yanındaki reklam panolarına
asacaksınız, ardından ise o sanatçının sahne alacağı konserin iptal edildiğini
duyuracaksınız! Ve daha sonra da sanatçının resminin yer almadığı yeni afişler
yaptırarak tekrar reklam panolarına astıracaksınız! İşte bu iş bilmezliktir,
işgüzarlıktır!
Her konuda tasarruf tedbirleri uygulayan belediyemizin bu
reklam afişleri nedeniyle ortaya çıkan ikinci masraf giderlerini karşılarken
tasarruf açıklamasıyla çelişmiş olmadı mı sizce?
Festival veya şenlik organizesinden sorumlu olan yöneticiler
elbette yapacağı etkinliklere hangi sanatçıları davet edeceği ya da etmeyeceği konusunda
özgürdürler…
Ancak davet ettikleri kişilerin adını belirlerken hiç mi
araştırma, inceleme yapmazlar işte bunu anlamış değilim! Bu araştırma ve
incelemeleri belediye başkanları elbette yapamayabilir, ancak bu faaliyetlerden
sorumlu olan görevlilerin yapması gereken bir iş değilse kimin işidir?
Bu iki olay hakkında cevaplanması gereken birçok soruyu burada
sıralayabilirim… Ancak benim üzerinde durmak istediğim asıl nokta eğitimine,
bilgisine, deneyimine bakılmadan liyakatsiz insanların işe alınarak mevki ve makamlara
getirilmesinedir!
Seçilmiş siyasilerle atanmış idarecilerin görevlendirdikleri,
atadıkları kişi ya da kişilerin yapacağı işlerin iyi ve güzel sonuç vermesini
ve iyi bir netice elde etmek istiyorlarsa eğer, ne olursa olsun o işi liyakat
sahibi uzmanına yaptırmaları gerekmektedir. Aksi durumda ortaya böyle tuhaf ve
ilginç durumlar çıkar. Bu nedenle onlara naçizane tavsiyem, “Ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmekte üste
ver” Atasözümüzün sözlerini çerçeveleterek masalarının üzerinde sürekli
bulundurmalarıdır…
Bu arada sürekli dile getirilen liyakat kelimesi nedir, ne
anlama gelmektedir, buna da kısaca bir göz atmak gerekirse:
“Bir kimsenin,
kendisine iş verilirken güven duyulmasını sağlayan niteliği, o işe yaraşırlığı,
değim.”, “Layık olma, yaraşırlık, uygunluk, değim.”, “Yeterlilik, kifayet.” demektir.
Mesleki açıdan liyakat kavramı, somut verilere dayanan bir
seçim safhasının, adaylar arasında mesleğin gerekliliklerine uygunluk ölçüsüne
paralel olarak sonuçlandırılmasını ifade etmektedir.
Her ne kadar her bir mesleki kademe için farklılık arz
ediyor olsa da genel başlıklarla liyakatin temini, tercih edilecek adayın
belirli şartları taşımasına bağlıdır.
Eğitim: Adayın, işin gerektirdiği eğitimi almış olması.
Deneyim: Adayın, işin gerektirdiği deneyime sahip olması.
Performans: Adayın, diğer adaylara nazaran sarf ettiği çaba ölçütü.
İletişim: Adayın, işin gerektirdiği ölçüde iletişim becerisine sahip
olması.
Diğer etmenler: Yukarıdakilerin dışında somut verilere dayandırılabilen ve
adayın önceliğini gerektiren hususların mevcudiyeti.
Sözün özü olarak, liyakat, her anlamda layık olanın, ehil
olanın göreve gelmesi/getirilmesi demektir. Hakkı olanın makam edinmesi
demektir. Bir kimsenin kendisine iş verilmeye uygunluk, yaraşırlık durumu,
değim, kifayet olarak tanımlanması demektir. Liyakat, yeterlilik ve ehliyet
olarak da bilinir. Toplumda bilinmeyen tek şey ise liyakatin önemidir…