Ölüm kucaklar bedenimi
Toprağın bağrında ben, titrerken,
Karanlığın bin bir tonu
Aydınlığı perdelerken.
Solmaz denen gün ışığı nerede?
Solucanların geçidi oldu takvim,
Yabani otların kökleri tenimde,
Damarlarımda soğukluğu ecelin.
Gözlerimde yuva yapmış alemi berzah,
Ruhların bedenlerde toplandığı dergâh.
Çağırır geceler bilmem kaç ayaklı azabı,
Önüne geleni yutuyor bu deryanın girdâbı.
Solgun nefesim, sessiz bir çığlık,
Kelimelerim korkularımla karışık.
Biri var yanıbaşımda, tûraba alışık.
Koparıyor etlerimi yerin soğuk pençesi,
Geri dönüyor gecikenin özür dilekçesi.
Sesler üzerimde, ağıtlar, yakarışlar.
Hani kibrimi okşayan cümle alkışlar?
Azığım oldu yerin bağrında, kara kışlar.
Ölüm, gözlerinde şimşekler büyüten zât,
Fâniler cem oldu arzda her yer mezat.
Seneler bıraktım arkamda sanki saniye,
Saniyeler geçmiyor, tanesi onlar sene.
Yakacak mı kara toprak yoksa beni gene?
Merhamet, merhamet! Dillerde pelesenk
Berzâh, cesedlerden süzülen boğuk renk!


( Ölüm Ve Berzah başlıklı yazı Mahmut Uzun tarafından 2.09.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.