Acısıyla Tatlısıyla Geçen 35 Yıl
ACISIYLA TATLISIYLA GEÇEN 35 YIL
 
Bugün Sevgili Eşimle birlikte acısından daha çok,tatlı geçen geçen dolu dolu 35 yılı devirdik,Allah'a şükürler olsun.
Evliliğimizin 2. yılında nur topu gibi bir oğlumuz oldu;o günden bu güne kadar,ne zaman sesini duysam dünyayı unuttuğum,yaşamımızı daha da anlamlaştıran,sevgisine hiç doyulmayan.
 
Hayatımıza çok güzel komşularımız,iş arkadaşlarımız,dostlarımız girdi,hepsi de ayrı ayrı
bir değer ve güzellikte olan güzel insanlar topluluğu...
Malatya'da 8 yıl annem ve kardeşimle,eşle,dostlarla hep birlikte çok güzel paylaşımlarla,
anılarla,zorla ayrıldık.
Ay yüzümdeki gülümseme,geride bıraktığımız,gözümün önünden hiç gitmeyen güzel hatıralardan olsa gerek.
 
Evliliğimizin ilk göz ağrısı olan,günbegün yenilense de adı hep eski kalan şehir Eskişehir,
Malatya sonrası ömrümüzü yine güzel anılarla sürdürdüğümüz,içindeki dostlarımız,
arkadaşlarımız ve hemşehrilerimizle daha da güzelleşen hiç eskimeyen bir şehir oldu hayatımızda.
 
Derken emeklilik geldi yanaştı yanımıza...
Önce eşim oldu emekli,iki yıl sonrası da ben.
Hemşirelik mesleğimin hakkını vererek çalıştım yıllar yılı.
Mesleğimden ayrılmak çok zor oldu benim için,içim yandı doğrusu.
 
Emeklilikte bir yere yerleşme konusunda kararsızlıklar yaşasak da,en doğru kararı verdik en sonunda.
Nasıl mesleğime girerken rahmetli annemin sözünü dinledim ve hiç pişman olmadım.
Orta son sınıfta hem öğretmen okulunu kazanmıştım,hem de hemşirelik.
O zamanlar babam felçli yatıyordu,annem babama ve bize gözü gibi,gül gibi bakıyordu.
Annem dedi ki bana,hemşire ol da,babana bakarsın.
Ben de hemen kabul ettim,sanki babamı hemen iyileştireceğim duygusuyla hiç düşünmeden...
Gerçi babama bakmak pek kısmet olmadı.
Sağlık Koleji 2.sınıftayken vefat etti.
Tüm herkese yakınımmış gibi davrandım,severek baktım,hem de can-ı gönülden.
 
Emekli olunca gezdik İzmir'i,Eskişehir'i,Samsun'u...
Evler belirledik,düşler kurduk her bir yer için ayrı ayrı.
Sonunda eşim son kararı verdi,benim onayımı da alarak,Samsun olarak...
Ve demir attık adı Demir olan apartmanın bir dairesine...
Yaşlanan ailelerimizin bizlere ihtiyacı olacak düşüncesiyle,onlara yardımcı olmak amacıyla...
 
Düşüncemiz gerçeğe dönüştü,yaşlılarımızın bize olan ihtiyacı karşılandı gönüllü olarak.
Onlara yardım etmek giderek farz oldu.
Uzatmayayım şimdi büyüklerimizin çoğu rahmetli oldu,keşkelerimiz olmadan,içimizden
keşke şunu da yapabilseydik demeden...
Elimizden gelenin fazlasını yapmaya gayret ettik,tüm benliğimiz ve sevgimizle.
Kimisini memnun ettik,kimisini de edemedik belkide ama vicdanımız rahat sonsuza kadar huzurda.
Hepsine de helal-ı hoş olsun,dualarımız hep kabul olsun inşallah.
 
Günler güzel geçiyordu geçmesine de,ömrümüz de günden güne eksiliyordu,farkına varamadan...
 
Hayatımızdan her gün birileri eksildikçe,her gideni kara toprağa teslim ediyorduk.
Sevdiklerimiz için bizlerin bağrı yanarken,toprak da onları bağrına basıyordu,geri
vermemecesine...
 
Ufkumuz gitgide genişlese de yaşam çemberimiz gittikçe daralıyor,hayal dünyamız ise giderek tükeniyordu...
 
Yaşam koşusunda geçmişe ait kazanımlarımız çoğalsa da,geleceğe olan kaygılarımız 
kulvar değiştiriyordu hiç durmadan...
 
Fedakar,vefakar,dürüst,sevgisini içinde yaşasa da sözle belli edemeyen ama özde hareketleriyle,icraatıyla belli eden,saygıdeğer Sevgili Eşim amansız hastalığında
5 yılı devirdi,Allah'a çok şükür ama nasıl?
Hem de henüz daha kontrol aşamasına geçemeden,sürekli bir operasyonlar,tetkikler,
hiç bitmeyen kemoterapiler silsilesi devam ederken...
 
Yaşadığımız tarifi mümkün olmayan üzüntümüz,hüznümüz çok oldu elbette,gerek birlikte yaşadığımız,gerekse birebir yaşadığımız.
Ama yılmadık,dimdik ayakta durmayı başardık,normal süregelen hayatı aynen kaldığı yerden devam ettirmek için birbirimize destek olduk.
Daha ne kadar kaldığını bilmediğimiz ömrümüzü hep dostlarla,arkadaşlarla eskiden güzellikleri paylaştığımız gibi,acılarımızı da paylaştık,sağ olsunlar.
Hayatta sevinçlerde,üzüntülerde bizim için diyerek,yeri geldi ağladık,yeri geldi güldük.
Her şeye rağmen hayat yine de yaşanacak kadar güzel dedik,herkesi kendimize dost bildik,çoğunluğu yanıltmadı bizi gerçekten.
 
İçimi kimi zaman bir dostta,kimi zamanda dizelere döktüm...
Kimi zaman ben ağladım saatlerce,kimi zaman da dizeler ağladı,şarkılar ağladı bizim yerimize.
Hüzünlere boğuldu zor geçen zamanlar...
Bu zamana kadar geldik hep bir şeyleri ümit ederek,bekleyerek...

Beklemek bazen çok güzeldir,içinde hep bir umut barındırır,insanları hayata bağlar.
Ama bazı zamanlar geçmek bilmez,günler uzar,geceler bitmez,saatler,dakikalar hesaplanır...
İşte biz şu anda yine meçhul bir beklemedeyiz,sevgiyle,saygıyla,sabır taşını çatlatmadan.
 
İşte böyle bir hikaye bizimkisi...
 
Rahmetli Kayahan'ın söylediği gibi...
 
Bizimkisi bir aşk hikayesi
Siyah beyaz film gibi biraz
Gözyaşı umut ve ihtiras
Bizimkisi alev gibi biraz
 
AYLA CERMEN TÜFEKÇİ 
 

( Acısıyla Tatlısıyla Geçen 35 Yıl başlıklı yazı Ayışığı tarafından 25.08.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.