*Bilim deyince ne anlamalıyız
Bilimden amaç nedir?*
Bilimi; sosyal bilimler ve fen bilimleri olarak düşünelim. Teknoloji önemlidir, gereklidir fakat her bilim, teknoloji üretemez.
Bilim; zihnimizi, bilincimizi, yaşamın gerçekleriyle doldurur/ doyurur.
Bilimsel gerçekler bizi planlı, yöntemli, ahlaklı, adaletli ve dürüst olmaya zorlar.
Bilimsel bir teori, proje, öngörü;
Uygulanabilir, doğrulanabilir, yanlışlanabilir olmak zorundadır.
Bilim deyince birçoğunun zihninde gereksiz ve geçersiz filmler canlanır.
Bilimi, ilimi yalnızca tefsir, hadis, kelam olarak da sınırlayanlar vardır.
Evrensel varoluşu, bütüncül olarak kavrayabilmemiz için, bilinç altyapımızı fen ve sosyal bilimlerle donatmamız gerekir.
Çalışkan, ahlaklı, verimli, dürüst, üretken, toplumsal olmak bunu gerektirir.
Bilim elbette ahlaki ve manevi bir donanım, deney ve öngörüyle yola çıkmaz.
Fakat ahlaki çekince ve kriteri olanlar, bilimsel bir yönteme yaslanmak zorundadırlar. Aksi durumda, birey sayısınca ahlak anlayışı oluşacaktır.
Maddi gerçekliğe, manevi hakikate, ve bireysel tatmine, toplumsal faydaya, işte bu bilimlerin yoğrulmasıyla ulaşırız.
Matematik, biyoloji, coğrafya, kimya, sosyoloji, psikoloji, tarih, felsefe, mantık ve hukuk bilimleriyle ortalama bir bilgiyle yoğrulup hakkını veren bir birey, yeni toplumsal nitelikler kazanır.
Politikacıysa liderinin mesajlarını tartar, geliştirir, gerekiyorsa itiraz eder.
Din alanında bir mesleği, uğraşı varsa, onu bireyle, toplumla, evrenle daha kolay ve mantıklı, kalıcı tanıştırır.
Hukuk alanında bir mesleği icra ediyorsa, maddi gerçekliğe daha doğru, daha kolay ulaşır. Adaletin yerini bulmasını sağlar, herkese hakkı olanı verir.
Mühendislik mesleğini icra ediyorsa, en fonksiyonel, faydalı ve verimli projelere imza atar.
Bilimsel bakış, öngörü, uzgörüye yaklaşanlar; özgüven içindedir, ümitlidir, sabırlıdır, ümit aşılar.
Sosyal ve toplumsal dengenin ne olduğunu bilir, hiçbir şeyin israf olmasına gönlü razı olmaz.
Kendisinin de, evrenin de, tüm muhataplarının da bir varoluşu/yaratılışı, ahengi, amacı ve sonu olduğunun bilincindedir.
Başka bir örnekleme yapalım.
Bilimsel bilgiye vakıf değilsek; doğup batan güneşi, sadece biz gördüğümüz yanılgısına düşebiliriz.
Oysaki, bize batan güneş, başka ülkelere doğuyor.
Irmağımızın suyu, başkalarını da besliyor.
Bilimi böyle anlamadığımızda, yalnızca inançlara hurafeler ekleyerek gözlük yapabiliyoruz.
Kısacası bilim, kişiye kabuledilebilir yetenek, davranışlar ve bilinç kazandırır.
Bu gözlüklerle bakamayanlar, bilimi kullanarak atom, hidrojen ve nükleer bomba da üretebilirler.
Bu da bir gerçektir. Denge ve caydırıcılık için elbette biz de üretmemiz gerekiyor.
Bilimsel güçler olmalıdır, güçler ayrılığı da gereklidir. Fakat bu güçler, evrensel bir bütünlük içinde hareket etmelidirler.
Bilimin neye hizmet edeceği, tamamen bireysel bilinç, niyet ve beklenti kalıplarımıza kodlanmıştır.
25.08.2019
Ali Rıza Malkoç
#armozdeyis
