O Cuma gecesini yaşadım. Sıcak Temmuz gecesi sıcaklığı ile sanki cehennemi andırıyordu… Sabaha kadar uyuyamadım. Vatanın bekası için dua ettim. Sela dinledim. Rabbim bir daha darbe yüzü görmeyi bize nasip etmesin. Amin.


O Cuma gecesi F16’lar uçuyordu semalarda. Bir Bayram günü değildi, üstelik geceyi gündüze çevirecek kadar ne olabilirdi…Şimşek çakmıyordu, neydi öyleyse bu korkutucu ses… O gece sanki düşman aniden saldırıya geçmiş, her yeri yerle bir etmeye azmetmişti. 


Televizyonu bile açmaya cesaretim yoktu. Emniyet, Çevik kuvvet, hatta Meclis, MİT, Saray bombalanıyordu… O gece abdestini alan eşinden dostundan ayrılan helalilik alarak sokaklara dökülüyordu. Sanki ülkeyi savunmaya ama bir tane mermi bile almadan… 


Sokaklarda tanklar önüne ne gelse eze eze ilerliyordu… Kaç tane arabayı ezdi bilinmez ama yine de insan seli tanka doğru ilerliyordu. Dur diyordu, Dur… İçindeki bizim asker, kınalı kuzulardı Çanakkale’de… Sakarya’da… Dumlupınarda… Kıbrıs’ta… Ama unutmuştu yönünü, Haşhaşiler gibi! Kim kandırmıştı, haniydi dilde ki tekbir! Hani Peygamber sünneti! hani Vatan sevgisi ki, halis imanın sebebi… Devletin halktan topladığı vergilerle alınan uçağı, tankı, makinelileri sivile çevirmişti. Kim bunu yaparsa cennete gideceğine inandırmıştı, ölürse şehit olursun demişti… Kim? Yolda ölümle pençeleşen Allah tanımaz bile olsa hayatını kurtarmayı tembih eden İslam, nasıl anlatılmıştı bu Haşhaşilere? Nasıl yıkamışlardı beyinlerini… Yememiş, içmemiş, nasıl vermişlerdi kazandıklarını… 


Hani cahil desem, içinde profesörler var, içinde generaller var, içinde emniyet müdürleri var, içinde valiler var, gazeteciler var, medya var…. Ne yok ki! Demek ki cahillik üniversite okumakla, ilim yapmakla son bulmuyormuş… Bunu gördük, hem de ne acıyla… 


İşin kaymağını yiyen, paraya para demeyen yönetici kısım, nasıl oldu da hemen yurtdışı yolunu tuttular… Her şeye hazırlıklı imişler meğer. Plan tutmasayı bile hesap etmişler. Hangi ülkeye, hangi eve gideceklerine kadar hesap etmişler. Gittikleri ülkelerde hemen bağırlarına bastılar. Su uyur düşman uyumaz derler ya… Düşmana ne kadar dostum desen, kurdu ne kadar yavrudan büyütsen, fıtratındakini yapar, vahşidir…  


Ne çok projelerine kandık. Neymiş Türkçe olimpiyatları… Dünya Türkçeyi seviyor, Türkçe şiir okuyor, şarkı söylüyor diye! Ne sinsi bir oyunmuş… O perdenin arkasında planlar çok başkaymış. Hiç yedi düvel bir çıkarı olmasa sana bunu yapmaya izin verir mi? Yıllarca bu festival ile uyuttular ve her yılda daha da güçlendiler… Biz işin milliyetçiliğinde iken, o atı alıp Üsküdar’ı geçmiş oysa çoktan.  Uyandık ama çok geçti, çok. Darbe yapacak kadar bir güç ile, üstelik aniden yaptılar bunu… 


Öyle hale geldik ki, dost bildiklerimize bile şüpheyle bakar olduk… Acaba dedik… Üç sene geçti ama bu acabalar ile canımız da çok yandı. İlişkiler bozuldu, kardeşlikler bozuldu…Belki de arada masumlara kıyıldı… Düzenimiz allak bullak oldu. Hala bu cenah siyasetin içinde, hala içimizdeler, sırlarıyla… Kendilerini gizliyorlar, hemde nasıl… Oyun bol, yalan bol… 


Yeniden güven tazelemek, yeniden birlik ve beraberliği tesis etmek gerekiyor.  Yeniden vatan bilincini ve doğru İslamı yaşamayı sevdirmek ve yönlendirmek gerekiyor. İslam’ı Kur’andan ve sünnetten öğrenmenin teşvik edilmesi gerekiyor. Şefaatin Allah tarafından verileceğini anlatmak gerekiyor. Allah niçin aracı koysun ki, yoksa aciz mi, haşa… 


Kardeşim cahillikten ve sömürülmekten kurtulmalısın artık. Müslüman gibi yaşayıp, Allah’ın nimet ve rahmetine kavuşmalısın. Bu davullu zurnalı bir bayram değil, bu bayram tefekkür etmenin, Kur’an okumanın, şükür namazı kılmanın zamanıdır, tıpkı Kandiller gibi…


Yeniden bir olalım, birlik olalım, kardeş olalım… İnşallah. Mevlam bu darbe sonucu şehit olan kardeşlerimize gani gani rahmet eylesin. Mekanlarını cennet eylesin… Gazilerimize de huzurlu bir yaşam eylesin, Amin.


Saffet Kuramaz

( 15 Temmuz’un Bıraktığı İzler Hala Taze başlıklı yazı safdeha tarafından 15.07.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.