“Yeterince sevebilirseniz, dünyanın en güçlü insanı olabilirsiniz”. Emmet Fox

 

Sevgi insanların hayata sağlıklı ve pozitif bakmasında, top­lumda barış, huzurun yaşanmasında etkilidir. Sevgi kendine ve başkasına güvenmeyi sağlar. Sevgi öz veri işidir. Sevgi; dürüstlük, açıklık, içtenlik ve an­layış ister. Sevgi saygı duymayı gerektirir.

Sevgi buyrukla olmaz. Başka bir deyişle “sevgi ferman dinlemez.”; çünkü sevgi bilişsel ve baskın olarak da duyuşsal özellikleri içerir.

Onda çıkar, korku, yalan, küçülme, saygısızlık yoktur. Tersi­ne geniş bir hoşgörü vardır. Tutarlı ve bilinçli bir düşüncenin üs­tüne kurulmuş baskın ve yoğun bir özveri vardır. Anlayış, yücelt­me, koruma, savunma, saygı ve acıyı, sıkıntıyı, üzüntüyü, erde­mi, sevinci yani mutluluğu paylaşma vardır.

Sevgide yalan, kandırma, dolandırma, sömürme, öç alma, kin duyma, varlıkları araç olarak görme ve kullanma, küçük gör­me, aşağılama, ezme, öldürme, cezalandırma vb. gibi duygulara yer yoktur.

Seven; sevdiğini olduğu gibi kabul eder; yani onu dışlamaz; ama tutarsız davranışlarını değiştirmesi için ona yardım eder ve yol gösterir. Her durumda sevdiği kişinin yanındadır. Tüm bey­nini, yüreğini yani varlığını ona açmıştır; çünkü sevgi iki vücutta zengin bir ruh, düşünce, görüş, duygu oluşturmaktır.

“Sevgi; birlikte olmaktan zevk almak, anlayışlı olmak, bir­birinden gurur duymak, saygılı olmak, birbirine özen göstermek, etkin dinlemek, ilgi göstermek, sabırlı olmak, paylaşmak, güven­mek, birbirine öğretmek, fırsat vermek, konuşmak, dokunmak, beraber vakit geçirmek, zaman ayırmak, affetmek, üretmek, ile­tişim kurmak, empati kurmak, duygularını çeşitli şekillerde ifade etmektir”.

“Sevgi, insanları birbirlerine yakınlaştıran “görünmez bağ” denilebilecek bir duygudur. Nasıl ki, atomun içinde nötron, pro­ton ve elektron varsa ve bunları birbirine bağlayan şey çekim kuvveti ise; canlılar arasında çekimi sağlayan şey de, sevgi duy­gusudur” der.

Sevgi ile başkalarının haklarına saygı duyulur. Adalet, hoş­görü, özveri, paylaşma, dayanışma duyguları gelişir. Sevgi dolu iletişim ve ilişkiler yaşayan bireylerde mutluluk hormonları daha fazla salgılanır.

Sevgi yaşamı renklendirmekte, değerli ve yaşanır kılmakta­dır. Sevgi ilgi demektir, hoş görü demektir. Sevgi karşının hak­kına saygı göstermek ve korumak demektir. Sevgi tahammül göstermek demektir. Sevgi, kişinin kendisini aşması, doğaya, çevreye, tüm canlılara karşı duyarlı ve sorumlu olması demek­tir. Sevgi onarır, korur, geliştirir, sevgisizlik ise yıpratır, yok eder.

Sevginin; iyi, güzel, dürüst, hoşgörülü, erdemli, adil, seve­cen olma, kişiye, doğaya bir çıkar düşünmeden kendini adama, karşılık beklemeden verme, başkalarının kendilerini gerçekleştirmelerine yardım etme, seçenek sunma, insanları kırmama, üzmeme, onları sömürmeme, her türlü maddi ve manevi değeri adilce paylaşma, özgür olma, bencil olmama vb. gibi boyutları da vardır. Sevgi, insan olmanın, insanca yaşamanın yolunu bul­ma ve uygulamadır.

 

Bir gün sormuşlar ermişlerden birine:

“Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasın­da ne fark vardır? Bakın göstereyim”, demiş, ermiş.

Önce sevgiyi dilden gönle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da 'derviş kaşıkları' denilen bir metre boyunda kaşıklar.

Ermiş sofradakilere; "Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiye­ceksiniz." diye bir de şart koymuş.

“Peki!" deyip içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Ka­şıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyor­lar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.

Bunun üzerine, "Şimdi..." demiş ermiş:

“Sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe. Yüzleri ay­dınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş otur­muş sofraya bu defa.

"Buyurun," denilince, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içirmiş. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan.

"İşte!" demiş ermiş ve eklemiş:

“Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır. Ve kim kardeşini düşünür de doyu­rursa, o da kardeşi tarafından doyurulacaktır. Şüphesiz, hayat pazarında alan değil, veren kazançtadır daima.

 

Sadi ne güzel söylemi: “Sevgi ve paylaşmak en yakınınızdan başlar. Sonra yayılarak devam eder.”

Sevmekte ikilikler kalkar, bir olmalara gidilir. İki ten, iki kalp, iki gönül yoktur sevgide. Tek bir kalp, tek bir yürek olmak vardır.

 

Sevgiyle kalın…

 

 

 

KAYNAKÇA

 

1-Çevik,Belgin.(13Şubat 2013). Gerçek Sevgi. Erişim Tarihi: 04.06.2014, http : // www.yazarkent.com)

2-Fromm, Erich. Sevme Sanatı. (Çeviren Işıtan Gündüz). Payel Yayınevi İstanbul:1985.

3-Hatipoğlu, Hamide. Sevginin Çocuğun Yaşamındaki Önemi. Haziran, 2009.

4-Özmen, Fatma. Etkili Eğitimin Gerçekleştirilmesinde Duyuşsal Alanın Önemi –Sevgi Eğitimi- Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. Cilt: 9 Sayı : 1, Sayfa:193-198. Elazığ:1999.

5-Sönmez, Veysel. Sevgi Eğitimi. Anı Yayıncılık. Ankara:1997.

6-Tarhan, Nevzat. Kendinizle Barışık Olmak. Timaş Yayınları, İstanbul: 2006.

7-Tuğrul, Belma. Sevgi Ve İlginin Çocuk Eğitimi Üzerindeki Sihirli Etkisi. 2005

 

 

 

( Sevgini Gücü-3 başlıklı yazı KARAM-41 tarafından 13.07.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.