-Merhaba bayram hoş geldin.

-Hoş bulduk.

-Yorgun görünüyorsun.

-Evet, yaşlandım galiba, yolculuk yoruyor artık.

-Nasıl yani? Kendimi, bildim bileli her sene mutlaka ziyaret edersin bizi, senden iki ay sonra da,
kardeşin kurban gelir. Hem sana şeker bayramı demiyorlar mı? Bu tatsızlığın neden?

-Şey evet tabi öyle de, bunun sorumlusu biraz da siz insanlarsınız, eskisi kadar değer vermiyorsunuz 
bana.

-Bak onda haklısın, gerçekten de öyle. "Eskiden sen geldiğin zaman sosyal ilişkiler, dayanışma, 
yardımlaşma daha fazlaydı. İnsanlar daha özenli giyinir, bayram dendi mi herkeste başka bir heyecan 
olurdu. En güzel yemekler hazırlanır, bütün mahalle toplanıp bayramlaşırdı. Eski bayramlarda arife günü çocuklar aileleriyle bayramlıklarını almak için çarşıya giderlerdi. Her evde bir bayram telaşı olurdu. 
Oyalı yaygılar, kadife minderler serilir; odalar kireçle badana yapılır, gaz lambalarının camları parlatılırdı. Günümüzde ne yazık ki o eski alışkanlık ve güzellikler pek olmamakta."

-Değil mi ama, böylelikle benim hevesim de kırılıyor, ne kadar istesem de, şeker tadında olamıyorum.
Artık  neredeyse çocuklar bile farkımda değil, hem hiç misafirperver değilsiniz, ben sizin için geliyorum, siz
beni bırakıp otellere, ya da yazlığınıza tatile gidiyorsunuz.

-Buna tatile giderek senin gidişini kutluyoruz desek daha doğru olmaz mı, sanırım biraz alıngan olmuşsun.
 
-Hadi canım hiç öyle şey olur mu? Sanki hem benden, hemde gelecek konuklarınızdan kaçıyor gibisiniz.

-Ama tatile gidince daha çok eğleniyoruz.

-Bak gördün mü kendi ağzınla düştün işte, bayram tatil demek değil ki, yani sadece tatil değil. Hem Millet
olarak yeterince tatil yapıyorsunuz zaten, biraz bana saygınız olsun.

-Abartmıyor musun?

-Abartmıyorum elbette, az önce ne güzel anlattın eskiden insanların ben geleceğim zaman neler yaptığını.
Açık söyleyeyim ben çok özledim eski halinizi.

-Nasılmış eski halimiz?

-Mesela bayram yerleri, ah orda çocukların nasıl eğlendiğini hatırlıyorum da, burnumun direği sızlıyor. 
Şimdi veriyorsunuz her birinin eline, ya bir cep telefonu ya da tablet. Bayram mı, seyran mı hiç bir şeyin
farkında değiller, bu durum işinize de geliyor tabi, siz de kafanıza göre takılıyorsunuz. Hiç değilse anlatın
onlara eski bayramları belki heveslenirler.

-Yani, anlatıyoruz aslında ama.

-Ne kadarını anlatıyorsunuz? El öpmenin manasını bile bilmiyor çocuklarınız.

-Nasıl?

-Eski bayramlarda el öpmek bugünkünün aksine para veya şeker almak için değildi. Çocuklar yaşlıların 
elini karşılık beklemeden öperlerdi. Fakat büyükler bu saygıyı mükafatlandırmak istediğinden para 
vermeyi eksik etmezdi ve çocuklar arasında kaç para topladıklarının muhabbeti yine dönerdi. 

-Mesele sadece bu mu yani?

-Hiç sadece bu olur mu? İnsanlar artık eskisine göre daha yalnız ve bu durumun farkında değiller.
Artık misafirlikte ev sahibinden o kadar ilgi görülmüyor. 

-Haklısın galiba, teknoloji çok iyi bir şey de, bize getirdikleri kadar, alıp götürdükleri de var.

-Kabahati teknolojiye yükleyerek, işin içinden sıyrılamazsınız, çok mu zor bayramlarda eskisi gibi
tebrik kartı göndermek, ne güzel bir şeydi o bir düşünsene; İnsanlar bayramdan günlerce önce teb­rik
kartlarını alır, güzelce yazıp zarfa koyar ve tanıdık bildik­lere gönderirdik. Şimdi bu güzel uygulamanın 
yerini, bayram  tebriğinin tadını da, yerini de tutmayan cep telefonlarıyla gön­derilen mesajlar almış 
durumda.

-Evet şimdi sen söyleyince hatırladım, gerçekten de öyle, bayram namazlarını da unutmamak lazım, 
ayrıca sana bir şey söyleyeyim, her söylediğinde kesinlikle haklısın. Kendi ellerimizle bir çok değeri yitirdiğimiz gibi, senin de hakkını vermiyoruz affet bizi.

-Affetmek mi? Affedilecek bir şey yok ortada aslında. Tek istediğim mutlu olmanız. İnanın hiç bir 
ülkede bu kadar güzel dini bayramlar, bu kadar güzel Milli bayramlar yok. Olanın kıymetini bilin yeter.

-İnşallah, ben kendi adıma söz veriyorum, daha dikkatli olacağım, bunu çevreme anlatacağım, hatta
yazacağım. Seni üzmemeye çalışacağım. Teşekkür ederim hep şeker tadında ol.

-Ben teşekkür ederim, rahatlattın biraz, artık kendimi daha iyi hissediyorum.

-O halde gel birlikte bir şey yapalım.

-Nasıl bir şey?

-Birlikte insanlara güzel şeyler söyleyelim.

-Tamam, ne söyleyeceğiz?

"Yüreğinizde damla damla umut, günlerinize bir tatlı mutluluk dolsun, 
Sevdikleriniz hep yanınızda olsun, yüzünüz ve gülünüz solmasın,
şeker tadında ki bayramınız kutlu olsun"

Mehmet Fikret ÜNALAN
04 Haziran 2019 Saat 01.25
Güzelçamlı/Kuşadası
( Bayramla Söyleşi başlıklı yazı MehmetFikret tarafından 4.06.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.