Kendine öyle güvenmişti ki Şah dedi.

Öyle bir hamle gördü ki kendi mat oldu.


Benle ve neymişim ile başlayan her hamlede 

Hüsran sır gibi beklemede…


İnsan kendini ne kadar zeki ve başarılı görse, övünse

Birilerinin sırtına bassa başlıyor ardından dövünme

Tuzağının içinde lav olsa söndürüyor tsunami

Gökdelen diksen deprem deliyor, sanki mermi

Yakıp yıksa bozuyor oyununu suikastçı bir serseri

Geriye harabeler kalıyor yıkık dökük

Ve otlar

Ve kabire koyan diyetler!


Kibir ve gurur beslendikçe kalpte, insan dolaşır elinde kelepçe… Dünya geçici barınma, orada tövbe yoksa arınma, birdenbire dönüyor kabusa eğlence… Kaldır başını ve etrafına bak, karanlıksa ilim saçan meşale yak, aydınlıksa aklını başına al olmadan bunak… Kimse kimseden akıllı değil, eğer hedef Allah aşkını istemekse! Sonsuz bir yolculuğa çıkarken merak ve heyecanı beslemekse! Sen sadece basit ol, Allah’ın öğüt verdiği yola teslim ol… İnsan zengin olmakla, makam sahibi olmakla, kendisinin olmayanı çalmakla, talan etmekle yücelmez!  Eğer ereğin en yükseğinin yükseği ise, kıyasın insan hedefleri olmamalı. Beğenme seviyeni insanda aramamalı… Allah seni beğenmiş mi senden razı olmuş mu ona bak! Sonuçta sonsuz armağanın tek sahibi Allahtır! Boyun bükeceksen ona bük, secde edeceksen güzel sözlerini ona dök…


Deriz de, akan ırmak tufana döner, aniden yağsa yağmur. O seyirlik yerine varlığını dehşete bırakır. Irmağı seyredeyim derken, sınav aniden büyür tufan olur. O tufanın da sahibi Allah’tır diyebiliyorsak ne ala… Aksi takdirde Nuh oğluna dediği gibi gel gemiye bin dese, tenezzül etmeyip, ben dağın doruğuna çıkar kendimi kurtarırım özgüveni yaşamını yerle bir eder. Her sınavın ucu daha büyüğüne gebedir sonuçta. Neden, niçin bu başıma geldi demek yok. O sınavı nasıl aşarımı araştırmak ve geçici olduğunu düşünerek sabır etmek mesele. Hep bana mı bu dertler geliyor demek değil, Rabbim her an beni hatırlıyor deyip şükretmek gerek…


Ya bir ya sıfır, ya var olacaksınız ya da öleceksiniz, ya şahit olacaksınız ya da şehit… Arası yok… Peygamber asası ya yere vurur ya da destek olur seninle yürür! Peygamberde ne ise sende de bu değişmez, aynı insanız. Sınav aynı, getirisi götürüsü de aynı! Çok yukarıda olanlara bu yüzden özenme, oraya varmak adına bir ömrü harcama… Nerede bulunuyorsan orada tutunmaya gayret et. Yalnızca orada vardır bereket.


Küsersen barışırsın ama cızırdayan kapıya çare olmuştur bu… ne kadar yağlasan bir süre sonra yine cızırdar. O kapıyı en iyisi bozmamaya gayret et. Israf etmeden, ihtiyacın olmadan gereksiz kullanma! Uzun ömürlü olması yani sana bağlı, gayretin samimiyse kafi… Sonuçta ne kullandıysan, bir gün gelecek senden alınacak. Hiç bir şeyin olmayacak yanında, ne cımbızın ne de tarağında… Pantolon yamalı olsun ama temizde… Ne yersen besmeleyle başlamışsan olur lezizde!


Eğer bir ömür güzel şeylere alışmışsan, o senden uzaklaşmaz… Belki de alıştığın cennet olur, kötülük solar da.  Ben neymişim deme, kul hakkıyla yaşayıp şerri ve günahı da emme! Biz ol, Rabbine kul ol… Solarsan bile o geçer gider bir anda. Marifet yaşadığımızı sandığımız değil canda, marifet ilahi aşkta…


Açılır açılmaz denilen perdeler

Sabırlı ol ki ömürümüzde olmasın keşkeler!


Saffet Kuramaz  

( Olmasın Keşkeler başlıklı yazı safdeha tarafından 1.06.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.