sokaklar

sesinizi biraz kısmak isterim 

dillendiği zaman kırkikindi

kaldırımlar daha güzel kokar bilirim

biraz da

demlikte olgunlaşan çayın neşesiyle

camlara sırnaşan serinliğe uymak niyetim

uyumak

kösnül dağların tenine ıslak ıslak

yamasın saçlarımı rüzgar



ihtimallerim 

sorularımı boğa dursun öpücüğe

narin cümlesini kurmaya hazır

ılgın şiirler yazılsın hele bir 

efkârı baştan çıkaran yeni yetme özneler

birbirine çarpsın kelimelerle 

imgesiz insanlar 

bakalım ardından ne çıkar bana dair

kaysın suretim sevincin aynasından

cebimde benden büyük yalnızlıklar



gölge oyununu açar senalar gece olunca

gece oldukça yakın

suyun haresini tutan çakıl taşlarını bırakın

merdiven olsunlar aklıma

üşüdükçe masumlaşan avuçlarımda 

paslanmış yarının kuşkusu durur apaçık

sayamadım bu kaçıncı ikindi 

kaç defa geldi içimin tatlı uykusu sokaklar

sizden kaçıp kaçıp



karmaşık bir cümlenin

sonunda unutulmuş ünlem gibi kalakaldım

ölmekten başka borcum yok sana

kendi kendine tef çalan dünya

pamuk ipliğiyle bağlandım yazına kışına

gitmek dediğin nedir

bir ikindi ver bana



ansızın alev alsın güneşin çıngıları

ağzımın bozkırında yansın kırk kere yıkadığım hüzün

kırk kere yazık

annemin dudağında unuttuğu fısıltıya asın

ve uyutun beni /yeter artık



.


( İmgesiz Fısıltılar başlıklı yazı NeclaKezbanT tarafından 24.05.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.