dün soğuyor...hadi şiirleri yakalım


sunağında sarmaşıkken,
eski zaman mabedinin
geri gelmesizlerimle gidiyorum,
zamandan zamana
dünü yolluk yaptı
Tanrı dağlarında ayrık köklerine,
tutunan uçurumlarım
asma buhurdanda amber,
gökyüzüne asılı ellerim
savrulan zorakilik ta şuramda
kandil isiyim
gözyaşı şişesi
ip incelmiş,
yıldızlar bin uçurtma
ne ateş köz üstelik
ne köz kül
eş anlamlısını arıyor sensizliğin,
insanı taşa çeviren veda
sayılı günleri sayıyoruz birlikte
hep eksiğiz,hep fazla
aç kendini yiyen duygular,
nasıl da
şükür daim
sükut rızada
bu ne menem elveda



hadi aklımızı karıştıralım seninle,
senin aklın bende kalsın
benim ki sende



bilirim ,
eskimiş bir sözdür keşke
iç kanamasıdır bu,
eti tırnaktan ayrılacak ellerin
kılıfsız şemsiye ıslağıdır
verilmiş söz şimdi
düşüne/durmak yaptığım
o düşü boyun eğdirdim ne çareye
ölümü de yasakladım aşka
suya değince ayakları,
kabuğuna çekilirmiş yara
ben içime kapanayım hadi,
sen dışına
bilirsin,
güneş tepedeyken olur
gölgeler nokta
eli yüzü çizik aşkın,
gramofon iğnesiyiz taş plakta
tası ,tarağı alıp ,
gidelim vakitlice
geriye giden ayaklarla
an yerinde söylenemeyen birer evet,
dilerim dünya evi olsun evin
uykuda sıçrarken nihayet


ha deyince olmuyordu ya
ha diyelim  son kez daha




Demir Mutlugil
suadiyemayısikibinondokuz

( Uykusunda Sıçrayan Nihayet başlıklı yazı DemirMUTLUGİL tarafından 22.05.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.