Mezarlık… Yeşillenen dallar… Yabani bülbüllerin şarkıları… Orta yaşlı kadın sağında solunda çocuklarıyla mezar başında dua ediyordu. Yüzlere sürülen eller… Yıkanan mezar taşı… Mezarlığın karşısındaki apartmanda pencerelerden birinde tül kıpırdadı. Kadın silueti bir göründü bir kayboldu. Orta halli evin eski mobilyalarla döşeli salonu… İhtiyar kadın bir başına pencere kenarı koltukta… Yanındaki sehpadan fincanı aldı. Titreyen el… Döküldü dökülecek kahve… Ağzına götürürken telefon çaldı. Bir yandan koltuktan kalkıyor bir yandan fincanı sehpaya bırakıyordu. Yüzünde gülümseme… Telefon çalmaya devam ediyordu. Komidin karşısında… Kısa adımlarını daha hızlı atmaya çalıştı. “Geldimmm!” Zil sanki yavaşlamıştı. Yüzünde yetişememenin korkusu… Neyse ki telefon susmadan ahizeyi kaldırdı. Yükselen alçalan göğüs kafesi… “Kızım, nasılsınız? Çok teşekkür ederim. Senin de anneler günün kutlu olsun.” Gözlerin çevresinde hüzün… “Tabi, tabi sizin de bir pazarınız var.” Göğse bastırılan el… “Bir daha ki sefere gelirsiniz.”
( Yalnızlık Çocuğum Benim başlıklı yazı E.Kirişçi tarafından 12.05.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.