“En güzel,  en iyi anne kimin annesidir?” Diye sorarsanız, herkes; “benim annem” der. Gerçekten de öyledir. Her birimizin annesi kendine özeldir. Fakat neticede hepsi de eşsizdir, benzersiz ve bir tanedir.

Annelik duygusu, yüreğimizdeki en hassas en erişilmez yere sahiptir. Dünyaya gelmemizde, hayata tutunmamızda, iyi ve kötü günlerimizde hep annemiz başucumuzdadır. Güldüğümüzde onu hatırlarız, ağladığımızda ona koşarız.

Yemeklerin en lezzetlisini anneler yapar. Bu yemeklerin eşi ve benzeri hiçbir zaman olmaz. Ağrı ve sızımıza onun elleri, şefkati, sıcacık kolları dermandır. Hüznümüze, gülümseyen gözleri çaredir. En buhranlı anlarımızda saçlarımıza dokunan elleri mutluluklara taşır bizi.

Anne varken biz büyümeyiz, saçlarımıza aklar düşse de, O’nun bir tanesi, minicik, büyümeyen yavrusuyuzdur.

Bu yüzden anne duygusunu tadamayanları hep şansız sayarım. Çünkü anneler; eşsiz ve benzersiz terapi merkezleridir. O’nlar, lezzetler diyarı, huzurlar ülkesindeki gizemli kucak, her ilacın bulunduğu en ihtimamlı eczane, en etkili teşhislerin konulduğu tıp merkezleridir.

Ya manevi yönlerine ne demeli. Akla hayale gelmedik şifa duaları onlardadır. Her birine servetler verebileceğiniz, eşi emsali olmayan gizemli söylemlerle, en ufak bir vesile ile durmadan size dua ederler.

Her vesilede elleri açılır semaya, dudakları durmadan mırıldanır, üzerinize en nadide meltemlerde bulunmayan miskler dolusu bir esinti yayılır usul usul.

Sonra da vefalı, çilekeş parmaklar şakaklarınızda dolaşır şefkatle, merhametle. Dünyanın hiçbir yerinde böylesine huzur veren, mutlu eden bir masaj bulamazsınız. Hiçbir tedavi bunun emsali olamaz.

Diyebilirsiniz ki, “bunları nereden biliyorsunuz?” Bizzat yaşadıklarımı anlatıyorum. Hissettiklerimi, kavuştuklarımı, aldıklarımı, gördüklerimi…

Ahh… bir de hayatta olabilseydi o nadide insan…

O’nun sayesinde nelere kavuştuğumu, ne hazinelerin sahibi olduğumu, uçup gittikten sonra da, neler kaybettiğimi, nelerden mahrum kaldığımı bir bilebilseydiniz…

Bunun bariz ve o kadar eşsiz örnekleri var ki. Hangi birini anlatsam bilemiyorum.

Bir keresinde annemi yolcu ediyordum memlekete. Valizi otobüsün bagajına verdikten sonra beraberce otobüse çıkıp yerini bulduk. Koltuğu kendisine göstererek oturmasını sağladım ve vedalaşarak aşağıya indim.

Az sonra otobüs kalkacaktı. Fakat nedense birden bir hareketlenme oldu, yolculardan birisi aşağıya indi. “Herhalde bir şey unutmuştur” diye düşünürken, ilgili yolcunun; “az önce arabaya binen teyzenin oğlu kimdir” diye seslendiğini duydum.

Acaba bana mı sesleniyor diye emin olmak istedim. Çünkü arabada başka teyzeler de olabilirdi. Emin olmak için, “hangi teyzeden bahsediyorsunuz” diye sordum. “On beş numaralı koltukta oturan teyze” dedi.

Telaşlanmıştım, “ne oldu bir aksilik mi var, ben onun oğluyum” dedim. Bunun üzerine yolcu yanıma geldi, heyecanla; “arkadaş Allah aşkına söyle, sen annene ne gibi bir iyilik yaptın, çok merak ediyorum, söyle de bileyim” dedi.

Bunları duyduğumda rahatlamıştım, tebessüm ederek sordum “niçin merak ettiniz, bu soru nereden aklınıza geldi” dedim.

Yolcu, “hele yukarı çık da annenin senin için ettiği duaları bir dinle. Bana hayatta hiç kimse böyle bir dua etmedi, bu duanın bana yapılması için bütün servetimi verirdim inanın, ne olur söyle de bende böyle bir iyilik yapayım” dedi.

Daha da rahatlamıştım, “O hep öyledir, bir şey yapabildiğim de yok kendisine, keşke hakkını ödeyebilsem” dedim. Otobüs korna çalarken “seni yürekten tebrik ediyorum dostum ve sana imreniyorum şu anda senin yerinde olmayı çok isterdim çok…” dedi ve otobüse bindi.

 

İşte anneler böyledir. Yemez yedirirler, içmez içirirler. Hastaysak telaşlanır, açsak hüzünlenirler. Biz bir yapsak, bin verirler.

Hayatta kavuştuğumuz  bütün güzellikler, annemizin ihtimamı, duaları ve pırlanta kalbindeki iyilikleri sayesindedir. Maddi ve manevi dünyamızın mimarı onlardır.

Dünyanın en harikulade besteleri onların ninnilerinin yanında  hiç kalır. Hele de yüreklerini koyduklarında. Bir anda uçar gidersiniz mutluluklar ülkesine. Yatağınız beyaz bulutlar kadar rahat, yastığınız kuş tüyünden yumuşaktır. Çünkü onun kollarında ve onun kontrolündesinizdir.

 

 

Biricik, eşsiz, nadide anneler… Gününüz kutlu olsun. Rabbim sizlere acı hüzün yaşatmasın, ömrünüz sağlıklı ve huzurlu geçsin.

 Mevla’m hiç kimseyi annesiz ve anne şefkatinden, sevgisinden, duasından, merhametinden    mahrum bırakmasın. Amin…

 

 

 


ANNEM

En güzel huylarda cömerttin boldun,
Sevgiyle çağladın dünyama doldun,
Ruhumdan cennete pencerem oldun.
Ekmeğim tuzumsun dizlerimde em,
Onurum mesrurum canım bir tanem,
Huzurum gururum sevgilim annem.

...

Büyüdüm gözünde çocuğum yine,
Dersin ki; “gel sarıl özlüyor sine,
Hasretim seninle bir nebze dine”.
Bu nasıl sevgidir söyle ne menem?
Sana da böyle mi yapardı ninem?
Canıma can katan biricik annem.

...


Özledim gül yüzlüm ıslaktır gözler,
Duygular hüzünlü kar etmez sözler,
Ciğerim yanıyor sönmemiş közler.
Geçmiyor aylarım bitmiyor senem,
Kapadım gözümü nerdesin minem,
Sürpriz yap son kere öpüver annem.

                                                Seyfettin Karamızrak

( En Nadide Anne başlıklı yazı KARAM-41 tarafından 12.05.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.