Boşluğun diviti bir macera adeta, d/okunmadan geçen zamanın da alt yazısı.

 

D/okunaklı bir vaveyla ve iç acıların toplamına eşit bir kavis.

 

Sıradanlığın minvali, beyhude bir iç çekiş

Tapınaklarında sevdanın, bulutun izi mi kalır geriye?

Bir temenni olsa olsa işinin erbabı

Kayıt dışı o sıradanlık

Teyelli yüreğin telaşlı cümleleri…

 

 

 

 

Mavi’den bozma yapıncak

Aşk’ın kıyama durduğu o rahle

Bir de sergüzeşt bir beste

Namelerin oluk oluk aktığı

Can pazarı hangi hikmetse.

 

Sarıdan beyaza dönen zemin

Güneşin ışıldağı her zerrem, her türbülans

İçim’i hoş bulut, pervasız yürek

Sakıncalı üç beş imge

Sarsarken doğanı her geçitte

Büyümeden ölmek mi olmalı

Hayatın sağanağı?

 

Uyumsuz addedildiğim;

Uzamsız zikrettiğim

Zaruri bir gölgeden olsa olsa mahcubiyetim

Zanlar bir de zar tutan

Yalanlar…

 

Ve işte mecburi istikamet

Gidiş- dönüş serbest madem

Takılı kaldığım o devasa sanduka

Hani, göğün akmayan gözyaşına

Sonradan müdahale ettiğim:

Zifiri belki de çoğu beyitlerin

Varla yok arası uğranılan kıyım

Şanlı ömür mutlak sonun da devre arası

Sorular bitimsiz

Cevap babında gülümseyen titrek çiçeklerde

Doğmadan ölen bir yetim cümle

Astı astarı ne ise.

 

Koyudan bir gece: en koyusundan

Ismarladığın göğe son b/akış

İstikametinde aşkın kayalıklardan düşen

Bilumum duygunun pençesini geçirdiği

Menevişlenen hayallerde izi kalır dünün

Yerli yersiz bir mavi:

Pembeden bozmaydı oysa evvelki düşlerim.

Aksayan heceler aksırmadan

Çok yaşa, demenin meali asılsız frapan bir özdeyiş.

 

Kanlı bıçaklı gölgeler

Şerh düşen nefrete biteviye

Savsaklarken rahmeti

Sevgiye leke düşüren karanlık çehre:

Ne ketum varlık ne de frapan

Oysaki bir terennümdü

Söylenmeyen sözlerin farzı

Açık ara farkla hayatı sıra dışı yaşayan.

 

Reşit olmamış bir cümlede esneyen sayısız imleç:

Uykudan önce astığın hece hece

Bilfiil yüreğin de maruzatı sessizlik.

Geviş getiren bir mahcubiyet

Şehrin ışığı sönemezken

Geceye bile güneş sunan

Sevici imgeler

Baş tacı şiirin

Ne de olsa kaçkın şairin güncesi

Devinen ümidin sırrına vakıf ne çok

Temenni saklı dibinde sandığın.

 


( Söylenmeyen... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 23.04.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.