Sözcüklerim, yaftalanmışlığın anahtarıydı:

 



 

Sanrı yüklü denizin keyif düşkünü

Dalgalı mesafesi hep yarımdı

Yarının belleğinde ölümdü

Düşlerine düşkün uçkuru.

 

Lanet ferinde iblisin,

Bir tahakküm yalnızlığın merhalesi.

Gün boyutlu düşlerim palazlandı

Çıkmadık düşten ümit kesilmezdi,

Dercesine

Aşağılarda bir yer,

Ruhumun yorganı.

Karalar b/asmıştı al’ı

Arşı alaya çıkan zaferinde bulutların

Bir nida kundaklandı.

 

Derinlerde tezahür eden ümmeti sevginin

Zerrelere tekabül etti adeta

Yüreğimin aksindeki sönmüş azap

Tutuşan fıtrat:

Tembel mavi kuşlar

Kurcaladı kayıp asaleti

Kopan kıyamet sonrası

Ahkâmların beli büküldü

Nisanın güncesini yazmaya başladığım

Gecenin ertesi

Ve yobaz gölgesinde

Çatlamış ar damarına hüzün çöktü ihanetin.

 

Pervasız beyitler elemi çağrıştırdı

Uyruğu olmayan mevsimin

Sıra dışı hezeyanları

Kök söktürdü

Ebabil kuşlarına dokunmakla

İtham ettiğim her yokuşu

Sür git kayıp gitmek neymiş,

Bilsinler hani deli fişek yüreğin

Kıbleye dönük yüzünde o sefalet.

 

 


( Nisanın Güncesi... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 21.04.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.