Bu gün ellerim hiç olmadığı kadar boşlukta, yalan olmuş bir ömrün sokaklarında serçe telaşlarım var… Çığırtkan bir sokak iç açılarına bölünüyordu bu gün/
Sevmesem dedim bir lokma ekmeği bölüşmesem ve sevda havuzunda serçe ölülerini okşamasam kim olurdum ben…”Adım karalansın bir merhaba demediysem merhabaya…
Yüzyıllık uykusundan uyansa insanlık neyim kalır boş bir havuza su taşımaktan başka/başkaydı bir zamanlar eller çok öpülesi ve çok nasırlı ciğerleri dikine bölüyor kediler bir mutfak şefi edasında…
Bilmesem harabe namlularını rüzgâra dikerdim ay görünmez biliyorum bu saatlerde hep peçe yapar yüzünü yıldızlar…
Sorun! Aslında gözyaşı tuzunun vücutta açtığı asit izi değil sorun senin yüreğinde mirim… O kömür karası olmuş dal gibi filtrelenmiş kalbinde… Yine başa dönsen ne çare umarsız yalnızlığın köyünde ancak fare kavalcısı olursun boşluklara/
Bir kelebeğin son dansında ancak kirli ampul izi ve korku dağlarının imparatoru olursun o bile çare bulamaz sırça sarayında veremden mustarip ecesine… Hekimler uçurulmuş tek tek kalın ve kaba enselerinden
Dert yığınaklarına ancak karıncalar dermen taşır çöp çırpı bacaklarıyla…
Sarışın bir ayazın gölgesinde ruhuma ne zaman bir mum yakılsa karanlığa aydınlık olur bakışlarım insanlığa…
Bense;
Ben dönmesem mi? acaba yine dünkü günlere dönmesem…

Olmaz mı?
( Dönmesem Olmaz Mı? başlıklı yazı prens tarafından 18.04.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.