Örtüsünü kaybettim düşlerimin:
Belli ki ayıp da ettim.
Bir öğreti ve bir övünç misali
Şiirleri darp ettim
Esrikli bir nida vakti.
Mısralardı içimde kaybolan
Bendim aslında bentlerine hapsolan.
Aşkı savurdum ve avuttum kendimi:
İhya edilesi ömrün şaibeli varlığıydı
adeta
Yıldızların nüansı.
Şevk ile ölmeye çıktım yola
Aşkla erdim sona.
Muhabbeti afiliydi özlemin
Öykündüğüm güzelliklerin nabzını da
tuttum
Bir seher vakti.
Vakitsiz sevip sevildim;
Aşksız geçen ömre derdest hecelerden
kılıf biçtim.
Huda’mdı sırlarıma vakıf;
Doğamdaki aşka rubailer imzaladığım.
Bir dar geçitti yutamadığım zanlar
Muteber varlığımda oysa kıyıma
uğrayan
Belki de hiçliğime yere göğe
sığamadım
Ama varlığıma severek ve inanarak
vakıf olduğum.
Sanrılar çeşmesinde hüzün içtim bir
Seda vakti
Aşkı ölçtüm biçtim bir eda vakti
Zamansız sevdim oysa
Ama zamanla geçer sandım
Ve daha çok sevdim zamanlı zamansız.
Aşkı şakıyan bülbüllere güller serdim
Yaylasına ömrün
Naçar sevdalar ektim
İndinde yüreğin serpilen tümceler
Paha biçilmez umudun edasıyla
Günbegün büyüyen üzünçler.
Şardı belki de şer;
Serdi belli ki yetmedi özlem:
Sandım ve sardım
Aşkın hitabı bir hecede
Varlığımı biçtim ve deştim içimdeki
üçgeni.
Köşelere serildim;
Tıpasında öykündüğümün
Tanısında savrulduğumun
Yetisinde yetimliğimin bir harf
ihlalini
Daha savundum Hakkın nezdinde
Ölümcül bir dirayet olsa da
Kazam mübarek olsun diye
Düştüm yollara.
Göğün müridi bir kuştum madem
Bir kuşluk vakti uçurdum kelamı
Arşı alaya çıkan hüsranı da bandım
selamıma:
Vardım sonunda hiçler durağına:
İthaf ettiğim kimdi de
Kimsesizliğimle kefil miydim
İçimdeki mazeretlere?
Sınandım sığamadığım kadar
Yalandı tüm methiyeler
Sevgi ise dermandı öksüz iklimlerin
Kucağında savrulduğumun doğasında
Mahcup bir edayla sustuğum.
Kelamdım keşke de kâmil bir kul
olsaydım;
Meramımı sunana duacıydım
Sanrılar geçidinde topa tutuldu
varlığım
Sezdiğim kadar da sezgin bir
rüyaydım:
Tastamam düştüğüm aşkın rahmetine
Haiz iken arındığım kadar da
Ar’ıma düşkünlüğüm Hakkın katında.