Deneme / Hayata Dair Denemeler

Eklenme Tarihi : 9.04.2019
Okunma Sayısı : 2033
Yorum Sayısı : 1
Yaşama ve yaşatma sevinci
     Saçları ağarmaya başlayıp, hafiften beli bükülenler hemen; "ne olacak bu halimiz" moduna girebiliyorlar.
Ümitsizlik, karamsarlık, hedefsizlik, amaçsızlık girdabında yaşama sevincini kaybediyorlar.
Kabuğuna çekilip, çevresi ile iletişimi kesenler de var.
Bazı modern emziklerle zaman öldürüyor ve avunuyorlar.
Oysa ki sebepler dairesinde tüm faktörler sağlıklı ise 300 yıllık bir ağaç bile meyve verebiliyor.
Evet hayat binbir çukur, çile, girdap ve tuzaklarla dolu.
İnsanların davranış bozuklukları yaşamı daha da
zorlaştırıyor.
Önemli olan, "ben bu iş için yaratılmışım galiba" deyip
toplum için, insanlık için, evren için bir şeyler üretebilmek. Miras bırakabilmek, özveride bulunabilmek.
Yani kendisine, ailesine artı değer katan şeylerin haricinde bir şeyler üretebilmek, sunabilmek.
Bu bir insani, toplumsal sorumluluktur, mutluluk katsayısını artırır. Kötülüklerden alıkoyar.
İyiliğin sınırı yok. Herkes zaman planlaması ve mali durumuna göre muhakkak bir uğraşı edinebilir.
Yeter ki toplumsal yangınlara körükle koşmayalım.
     Okuduklarımdan ve günlük yaşamdan gözlemlerimden yüzlerce örnek sayabilirim.
Bursa'da daha güneş doğmadan sokak kedilerini periyodik olarak besleyen birisini görünce çok duygulanmıştım. Gerçek hayattan derlenmiş, eşekli kütüphaneci romanındaki Mustafa Güzelgöz'ün, eşek sırtında köy köy dolaşıp kitap dağıtması muhteşem bir medeniyet çabasıdır.
Yerli ve yabancı yazarlarda gördüğüm okuma ve yazma azmi beni hayretler içinde bırakmıştır.
38 yaşında gözlerini kaybeden üstad Cemil Meriç'in okuma ve yazmayı devam ettirmesi, azmin zaferi, hayranlık vesilesidir. Bana göre adeta bir adalet jeneratörü kabul ettiğim, sayın Prof.Dr. Sami Selçuk Bey'in 81 yaşında üniversitede ders anlatması benim okuma ve yazma aşkımı beslemiştir.
3 yaşında dil öğrenen, 85 yaşında eser tercüme eden, 95 yaşında kitap yazanları gözlemledim.
Hiç birisi, kamburumuz çıktı, saçımız döküldü, ağardı, bir ayağımız çukurda dememişler.
Böyle bir girişimle aynı zamanda, sağlıklarını, umutlarını, yaşama sevinçlerini diri tutmuşlar.
      Anlamsız kavga, çekişme, tartışma, mücadele ve muhalefetten sıyrılmanın yüzlerce alternatifi var.
Yeter ki tek kişilik ya da grup bencilliği odaklı bir yaşam düşlemeyelim.
Elinden tutulacak, gönlüne girilecek, yol gösterilecek, hatırı sorulacak, çanağına ekmek doğranacak, umut dağıtılacak muhakkak bir can bulursunuz.
Madem ki bir ayağımız çukurda, diğerini de sağlam bir zemine bassak hoş olmaz mı?
09.04.2019
Ali Rıza Malkoç
#armozdeyis
( Yaşama Ve Yaşatma Sevinci başlıklı yazı Ali R.MALKOÇ tarafından 9.04.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.