31 MARTLAR BİZE PEK HAYIR GETİRMEMİŞ.
İNŞALLAH BU SEFER HAYIRLI OLUR.
31 Mart Tarihi bizim ülkemizde genelde felaketlerle anılan bir gün olmuştur.
Bunca felaketin içinde sevindirici sadece bir olay vardır.
Şimdi isterseniz tek tek bakalım neler
olmuş 31 Martta.
31 Mart’ın Türk Milleti açısından en sevindirici ve gurur verici tarafı 31 Mart
1921 de İkinci İnönü Zaferini kazanmış olmamızdır. Bu zafer ile birlikte Milli Mücadelemizin
zaferle sonuçlanacağına olan inanç artmış, İtalyanlar Anadolu’da işgal
ettikleri topraklardan her hangi bir yazılı antlaşmaya bile gerek duymadan
çekilmişlerdir.
İnönü Zaferlerinden sadece dört yıl sonra ise Doğu ve Güneydoğu Anadoluyu
kapsayan oldukça büyük bir ayaklanma çıkmıştır ki tarihimizde bu ayaklanma Şeyh
Sait Aayaklanması olarak bilinir. Her ne kadar ders kitaplarında bir Nakşibendi
şeyhi olan Şeyh Sait’in ‘’ Şeriat İsteriz’’ ayaklanması olarak anlatılsa da aslında
bir bölücü Kürt ayaklanmasıdır ve Şeyh
Sait aslında günümüzün Apo’sunun dindar görünümlü bir versiyonundan başka bir
şey değildir. Apo Marksist, Şeyh Sait şeriatçı...Ayrıldıkları tek nokta bu.
Şeyh Sait ayaklanmasında yakalanıp haklarında Divan-ı Harp tarafından idam kararı verilenlerin, herhangi bir onaya gerek duyulmadan hemen idam
edilmelerine ilişkin kanun 31.03. 1925
Tarihinde TBMM tarafından onaylanarak hemen yürürlüğe kondu.
31 Mart 1928 Tarihinde İzmir İlimizin
Torbalı İlçesinde 7.0 Büyüklüğünde bir deprem oldu. Depremde binlerce vatandaş
evsiz kalırken elli vatandaşımız
hayatını yitirdi.
31 Mart 1944 de Tarihimizin en ilginç olaylarından biri yaşandı. II. Dünya
Savaşı yıllarıydı malum.
29 Mart 1944 ü 30 Mart 1944 e bağlayan gece Marmaris açıklarında bulunan bir
yük gemimiz( TBMM Kayıtlarında KROM VAPURU Deniliyor ) , Marmaris
açıklarında bir denizaltı tarafından
torpillenerek batırıldı. Lakin konu 31 Mart 1944 de TBMM de de görüşüldüğü
halde gemimizi hangi devletin denizaltısının batırdığı tespit edilemedi.
Gemimiz batırılırken semalarımızda uçan bir yabancı savaş uçağının da hangi
devlete ait olduğu tespit edilememişti. Kısaca bir gemimiz kendi karasularımız
içinde batırılmıştı ama biz en azından bir kınama telgrafı gönderecek muhatap
bulamıyorduk ( O gün bu gündür de bilemedik gemimiz hangi devletin vurduğunu.
Hatta bu olayda kaç vatandaşımızın öldüğü de kayıtlara geçmedi. Halı altına
süpürülen toz misali üzeri örtüldü gitti. )
31 Mart 1959 da. Adana'da İncirlik
NATO üssünde bir Amerikan askeri uçağı düştü;4 kişi öldü, 9 kişi yaralandı (
Bazı haberlerde ise ölü sayısının on üç olduğu söylenir) 31 Mart 1959 tarihinde Adana – İncirlik Hava
Üssü’nden kalkışı sırasında 51-5201 kuyruk numaralı 43611 seri numaralı Douglas C-124C Globemaster II tipi
uçak Adana – İncirilik Hava üssünden kalkış yaptığı sırada bilinmeyen bir
nedenden dolayı havada patlamış ve şehrin 22 km uzağındaki Misis civarında bir
çiftliğe düşerek yanmaya başlamıştı. Olayın nedeni o gün de bilinmiyordu
bu gün de bilinmiyor.
31.03.1987 de Türkiye o güne kadar
yaşadığı en büyük greve sahne oluyordu.Petrol iş sendikasının başlattığı greve
32 iş yeri daha dahil olmuş ve grevdeki işçi sayısı 9 Bine çıkarken iş yeri
sayısı 57 ye ulaşmıştı. Grevin 48. Gününde katılan iş yeri sayısı 63, katılımcı
sayısı ise 10 binin üzerindeydi.
31 Martın en kötü geçtiği yıllardan biri de hepimizin hatırlayacağı 31Mart 2015 oldu tabii ki. O gün bütün
Türkiyede elektrikler, buna bağlı olarak internet kesildi. Bizler daha ‘’ Bu
nedir? Ne oluyor? ‘’Sorusunun cevabını almadan acı haber İstanbul’dan geldi.
Aynı gün Berkin Elvan soruşturması
Savcısı Mehmet Selim Kiraz Çağlayan Adliyesi'ndeki odasında terör örgütü DHKP-C
üyeleri tarafından rehin alındı, akabinde de bir terörist tarafından öldürüldü.
Bir DHKPC li Berkin Elvan davasının
izini süren bir hakimi niçin öldürsün anlayamadığımız gibi gerek savcıyı
gerekse DHKPC li teröristi devletin derin güçlerinin öldürdüğü söylendi her
zaman olduğu gibi.
Ve bir tane daha var 31 Mart faciamız.
Ancak bu facianın gerçek tarihi 13
Nisan. O halde neden 31 Mart Olayı diyoruz? Çünkü o olayın yaşandğı tarihte
Rumi Takvim kullanıyorduk ve Miladi takvime göre 13 Nisan olan gün Rumi Takvime göre 31 Mart oluyordu.
Anladınız sanırım. 13 Nisan 1909 da gerçekleşen 31 Mart Faciasından
bahsediyorum.
Görünüşe göre 1908 de ikinci kez ilan edilen Meşrutiyete karşı gericiler bir
isyan başlatmışlardı ve Osmanlı tahtında en dindar padişah oturduğu halde
şeriat istiyorlardı isyancılar.
Uzatmayalım efendim. Olay Selanik’te duyulunca Hareket ordusu denilen bir ordu
kuruldu ve bu ordunun komutanı Mahmut Şevket Paşa ‘’ Sefil Baykuş ‘’ diye nitelendirdiği II.
Abdülhamit’i tahttan alaşağı etmek üzere ordusuna ‘’ İleri ‘’ emrini verdi.
İsyan bastırıldı. II. Abdülhamit tahttan indirildi; yorgan gitti ama kavga
bitmedi. Mahmut Şevket Paşa bir suikast sonucu öldürüldü ama asıl olan Osmanlı
Devletine oldu. II. Abdülhamit’in ‘’Denge Politikası’’ ile zar zor ayakta
tuttuğu Osmanlı Devleti, o tahttan indirildikten sonra bir daha belini hiç
doğrultamadı ve sonuç bildiğimiz gibi...İşin ilginci II. Abdülhamit’i tahttan
indirenlerin gerekçesi de yine şeriattı. Onun için hazırlanan hal fetvasında yani tahttan indirilimesi ile
ilgili fetvada tahhattn indiriliş sebebi Kur’anı yakmak olarak gösteriliyordu
ve Kur’anın yakılması(!) başta Yahudi Emanuel Karaso olmak üzere II. Abdülhamit’i
tahttan indiren çoğunluğu Türk olmayan gayrimüslim heyetin başlıca derdiydi(!)
Şimdi yine bir 31 Mart’ın arifesindeyiz. 1 Nisana kalmadan 31 Mart 2019 Akşamı
sevinenler olacaktır, üzülenler olacaktır.
Bütün temennim kazananın Türk Milleti olmasıdır. Yüce Rabbimden Milletimiz için en hayırlısını diliyorum.
Umarım ve dilerim ki bir 31 Mart Faciası daha yaşamadan sükunetle, akl-ı
selimle, yüzümüzün akıyla bir seçimi daha geride bırakırız.