Eyyy

Son zamanlarda meydanlarda sık sık duyuyoruz bu sözü.
Ve ardından; hoooppp diye dolar pik yapıyor.
İyi de; Erdoğan'ın bu memlekete kastı ne?
Ne diye "Eyyyy..." deyip duruyor?
Di mi ya?
O "Eyyyy Trump, Eyyyy AB, Eyyyy BM!" demese sorun yok!
İşte bunu anlatmaya çalışacağım bugün sizlere dilimin döndüğünce.
Bizler; bu memlekette haddimiz haricinde, herşeyi bilen insanlarız. Bizler; üç kişilik bir ailenin ekonomisini idare edemezken, memleket ekonomisini yerden yere vuran insanlarız.
Bizler; bir sayfa bile tarih  okumadan, araştırmadan acımasızca tarihi eleştiren insanlarız. 
Bizler; yaşadığı mahalle ya da kasaba dışında hiç bir yere gitmeden, harita üzerinde doğduğu toprakları bile bulamayan ama dünya coğrafyası üzerine sayfalar dolusu makaleler yazabilecek kadar bilgi sahibi olduğunu iddia eden insanlarız.
Bizler; daha eşine, çocuğuna ya da etrafındakilere karşı adil olmayı beceremeyen, hukuka gelince Anayasa Profesörü kesilen insanlarız.
Neden böyleyiz, bilinmez.
Dünya üzerinde böyle bir millet daha var mı (Benim gezdiğim ülkelerde yok, hiç rastlamadım!) o da bilinmez.
Eskiden de bu halk böyle miydi (Bence değildi) bilmiyorum ama son zamanlarda ve özellikle de seçim dönemlerinde hep bu sorunlarla karşılaşıyoruz.
Ben, bunun bir proje olduğu kanaatindeyim.
Bizi birbirimizden uzaklaştırmak için yazılan senaryo, tıkır tıkır işliyor!
Her insan hata yapabilir, iktidardakiler de tabi.
Onun için muhalefet var.
Demokrasi bize öyle güzel imkanlar sunmuş ki; 
"Kardeşim; sen ülkeyi yöneteceksin!" diyor iktidara.
"Sen de yöneteni kontrol edeceksin. Hatası varsa bunu dile getireceksin." diyor muhalefete.
"Eğer hatasında ısrar eder, ülkeyi yönetmeyi becemezse; 
Ey seçmen! Anahtarı sana teslim ediyorum bak! 
Git sandığa, gereğini yap, ülkeyi yönetebilecekleri getir iş başına!"
Öyle değil mi!
Yahu biz geçmişte neredeyse ayda bir seçim yapmışız ama bir santim bile ilerlememiş, kalkınamamış bu ülke!
Niye o zaman başkalarını suçluyoruz, anahtar bizde değil mi?
"Efendim, dağdaki çobanla benim oyum bir olamaz! Küstüm oy kullanmıyorum!"
"Efendim, bunlar zamanında bize zulmetti, başa gelirlerse gene aynı şeyi yaparlar!"
"Efendim, yıllardır aynı yüzleri görmekten sıkıldık, yönetimi değiştiremiyoruz. Bari Asker, olmadı ABD,  ya da başka ülkeler duruma müdahale etsin de, bunlar gitsin canım!"
Bunların hepsi bahane!
Ne var biliyor musunuz? Yorulmak istemiyoruz, düşünmek istemiyoruz, görmek istemiyoruz.
"Nasıl olsa benim için düşünenler, çalışanlar var!" deyip, kılımızı bile kıpırdatmıyoruz.
İşte, elin istediği tam da bu: "Sen suya sabuna dokunma kardeş, ne dersem yap, ben seni idare ederim!" 
Tıpkı eskiden olduğu gibi.
Bunu anlamak o kadar mı zor?
Gündemi yakından takip etmek gerekir.
Yalnızca iç sorunlarla boğuşmak, dışarıdan gelebilecek fırtınalardan kurtarmaz bizi.
Dünyanın en ücra köşesinde neler olup bitiyor bilmek zorundayız.
Nitekim, en son örneği Yeni Zelanda'da gördük.
Orada yapılan bir katliamda, bomba İstanbul'un kalbine düştü!
Birkaç şey söylemeden geçemeyeceğim.
Bu sabah haberlerde Marmaray'dan ilk  Uluslararası trenin geçtiğini dinledim; göğsüm kabardı. Artık, Londra'dan kalkan bir tren bu yoldan, mesafeyi 7.000 km kısaltarak; Pekin'e ulaşacak.
Yani kapanan İpek Yolu yeniden canlanacak.
Bu ne demek?
En başta, denizciliğin devi İngiltere'nin Hakimiyeti yavaşlayacak ve Türkiye bu güzergahta kilit ülke olacak. Türkiye kazanacak.
İstanbul Havaalanı dünyanın dört bir yanına planladığı destinasyonla Ulaşımda bir numara olacak; Türkiye kazanacak.
TANAP projesiyle, Güney Kafkasya Boru Hattı (SCP) ve Trans-Adriyatik Boru Hattı (TAP) birleşerek Güney Doğal Gaz Koridorunu oluşturacak. 
Ülkemiz yine kilit ülke konumunda ve yine Türkiye kazanacak.
Dünya gözünü kulağını Türkiye'ye dikmiş, bunları engellemek için güçlerini ve akıllarını birleştirmiş, içimizdeki iş birlikçileriyle beraber bazen baskıyla, bazen şantajla, bazen de hassasiyetlerimizi kaşıyarak ayağımıza çelme takmaya çalışıyor.
Bir konu daha var: ağzını açan herkes ekonomi ve üretimden söz ediyor.
"Ekelim, biçelim!" diyor.
Aynı zamanda enerji projelerine dünyanın bazı ülkeleriyle birlik olup karşı çıkıyor.
İyi de; %70-80 dışa bağımlı bir enerjiyle nasıl üretim yapacaksınız?
O fabrikaların çarkları ilahi güçle mi dönecek?
Bayanlar, baylar bırakın ideolojilerinizi bir tarafa!
Biraz okuyun, biraz araştırın, biraz muhakeme yapın!
Olaylar hiç de sizin düşündüğünüz gibi değil!
Eğer bu ülkeyi seviyorsak; yapılan her güzel şeyi desteklemeli, her gereksiz ya da kötü şeyi reddetmeliyiz ama mutlaka akılla, mantıkla ve sağduyuyla!

"Eyyyy!" demek; aslında bir özgüven ifadesidir.
Hiç bir şey eskisi gibi değil CANIM TÜRKİYE'mde.
Eyyyyy Dünya!
TÜRKİYE'M AYAĞA KALKTI 
YAKINDA ATAĞA KALKACAK! BİZDEN SÖYLEMESİ.
İZLEMEYE DEVAM EDİN!

Saygılarımla
Sebahat Karagöz
24 Mart 2019
( Eyyy başlıklı yazı S.Karagöz tarafından 25.03.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.