TOPLUMSAL BİR HASTALIĞIMIZ

Değerli Dostlar;

Toplumsal hayatımızı şiddetle fesada veren ve durmadan yaygınlaşan şeytani bir tuzağa dikkatinizi çekerek bir durumu izah etmeye çalışacağım bu yazıda.


Hani; “Yalnızlık Allah’a (cc) mahsustur,” diye bir sözümüz vardır ya bizim. Nasıl ki yalnızlık Allah’a (cc) mahsus ise bir arada yaşamak da insanlara mahsustur. Çünkü her insan bir diğerine muhtaçtır. Cenab-ı Hak (cc) insanları bu fıtratta yaratmıştır.


Biz, insanoğlu, birbirimize muhtaç olduğumuz için toplumlar halinde yaşamaktayız bu dünyada. Haliyle bu şekilde yaşamanın üzerimize yüklediği birçok sorumluluk da var. Her toplumda farklı görüşlerden bireyler mevcut. İşte toplumsal hayatı bozabilecek en büyük şeytani plan da tam olarak bu noktada devreye girmekte.


Şeytan, her insana kendi nefsini her zaman iyi gösterir ama başkasını hep kötü göstermeye çalışır. Bir müminin yaptığı en küçük bir hatayı diğerinin gözünde dağ gibi büyüterek yapmış olduğu tüm iyilikleri bir kalemde sildirir. Şeytanın bu hain planına uyan kişi, adaleti elden bırakıp mümin kardeşine kin güderek düşmanlık beslemeye başlar.


Halbuki Cenab-ı Hak (cc) mahşerde bizleri hesaba çekerken bile adaletiyle sevap ve günahlarımızı mizanda tartıp hangisi bir diğerine ağır basıyorsa ona göre karar verecek. Bizlere ne oluyor ki bir insanı bir hatasıyla yerle bir ediyoruz?


Şunu iyi biliyoruz ki: kötülük yapmak iyilik yapmaktan her zaman daha kolaydır. Bir binayı temelden başlayarak meydana getirmek aylar sürer ve çok kişiyle, çok ekipmanla çalışmak gerektirir ama onu yıkmak basittir. Bir kişi, birkaç dinamit ile o binayı kolaylıkla yıkabilir.


Kuran-ı Kerim’deki bir ayette Cenab-ı Hak (cc) yapılan iyiliklere en az on sevap vereceğini yapılan kötülüklere karşılık da bire bir günah yazılacağını bildirmiştir.*

 

Bazen de bir adamın bir iyiliği ile tüm günahlarını da örtebilir.


O yüzden bizlerin de o ilahi adaleti ölçü alarak birbirimize yaklaşmamız gerekir.


Eğer bir insanın iyilikleri kötülüklerine, sevapları günahlarına galipse o kişi muhabbete, hürmete layıktır. Kıymetli bir iyiliğine karşılık günah ve yanlışlarına af nazarıyla bakmamız gerektir. Ona karşı öfkelenmek, hakkında kötü düşünmek şeytandan gelen bir vesvesedir.


Buna rağmen insan, fıtratındaki zulüm damarıyla ve şeytanın telkinlerine uyarak bir mümin kardeşinin yüz iyiliğini bir tek günahı yüzünden unutur ve ona düşmanlık besler.


Nasıl ki bir sinek kanadı, gözümüzün üstüne bırakılsa karşımızdaki koca bir dağı görmemizi engeller; aynen öyle de insan, benliğindeki kötülük yapma hissine uyarak sinek kanadı kadar bir yanlışla dağ kadar iyilikleri örter, unutur. Din kardeşine düşmanlık eder ve toplumsal hayata zararlı bir fesat aleti hükmüne geçer.


Toplum olarak bu zararlı huyumuzdan en kısa sürede vazgeçebilmemiz temennisiyle…


Allah’a emanet olun.

Dualarınızı beklerim. 


                                                                                                     Mustafa Gül (22.03.2019)



(Not: Konu, mâna itibariyle büyük bir âlimin kitabından alınmıştır. Yazı şahsıma aittir)

 

(*): Enam Suresi 160. Ayet (Diyanet Vakfı Meali: Kim (Allah huzuruna) iyilikle gelirse ona getirdiğinin on katı vardır. Kim de kötülükle gelirse o sadece getirdiğinin dengiyle cezalandırılır. Onlar haksızlığa uğratılmazlar.)

( Toplumsal Bir Hastalığımız başlıklı yazı Hamdi tarafından 22.03.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.