Okur, yazar ve satar olmak
“Diş hekimi, tuttuğu balığın önce dişine
bakarmış”
Çekmek veya
tedavi etmek için değil elbette.
Mesleği, ilgisi, bilgisi gereği gayrı ihtiyari bir
davranıştır bu.
Ben de hem okur hem de yazar olunca; caddedeki, lokantalar,
kunduracılar, aksesuarcılar pek dikkatimi çekmez. Kitap, kültür, sanat, müzik,
teknoloji dünyasına hitap eden bir mekân ise
daha farklı bir gözlemle yaklaşırım.
Bir gün kitapçıya uğramıştım. Aradığım kitabı bulamayınca;
“hem yoğun bir kitap okuruyum hem de yazarım. İnsan tanıdığı bir nesneyi daha bir
istekle önerir, satar. Yayınlanmış ve yayınlanacak olan kitaplarım var. Eğer
okumaya vaktiniz ve ilginiz varsa hediye edebilirim” dedim.
“ben sadece satıcıyım, okur değilim” diye
cevapladı. Tebessüm ettim. Bizimkisi bir öneriydi, ne diyebilirim ki. Ama şunu
da düşünmeden edemedim:
TV de izleriz bazen, narkotik polisi, uyuşturucu madde
satanları yakalar ve sorgular.
Çok ceza almamak için klasik ve sözde masum cevapları
vardır:
“abi, gözüne
gurban, ben satıcı değilim, sadece içiciyim”
Ne yapalım,
yaşamın gerçekleri ve dengeleri böyle kurulmuş. Bahane midir, sığınmak mıdır,
Geçersiz bir savunma mıdır? Yargılamak bize düşmez.
Ben satıcı değilim, ama hem okuyor hem de yazıyorum.
Tercihlerimden memnunum.
Sadece tacirlikle yetinenlere de “iyi satışlar” diliyorum.
24.02.2019
Ali Rıza Malkoç
#armozdeyis