Anne!

Sevdiklerim de sevmediklerimde, ha bire üstüme  üstüme geliyorlar,

Hoşlanmadığım halde, kin ve nefret duygularımı ha bire biliyorlar,

İyilik ve güzellikleri sadece ve sadece kendilerine diliyorlar,

Beni bana küstürüyor, bu üç günlük fani dünyayı bana zehir ediyorlar.

 

Anne!

Ne istiyorlar gönlünde kemlik olmayan ben gibi birinden?

Hiç korkmuyorlar mı yerin göğün sahibi olan yücelerin yücesinden?

Bakar kör olmuşlar sanki, bakmıyorlar gönül penceresinden,

Nimetlerini acılaştıran ölümü düşünmez olmuşlar, içi boş neşe ve sevinçlerden.

 

Anne!

Canlı mahlûkatın en şereflisi olan insan, niye bu kadar zalim olmuş?

Taşlaşmış yufka gönülleri, envai türlü husumetlerle doldukça dolmuş.

Saksılarındaki rengârenk Muhammedi gülleri, daha hazan gelmeden solmuş.

Kaybetmişler maddi manevi değerlerini, gönül ağaçlarına baykuşlar konmuş.

 

Anne!

Buz gibi berrak akan pınar olmuşlar ama yanan bağırların hararetini gidermiyorlar

Muhammedi gül bahçelerinde, rengareng güller yerine dikenleri deriyorlar

Adavet tohumlarını, gönül tarlalarına aşk ve şevkle ekiyor, can sularını veriyorlar,

Zalim olmuşlar, kimsesiz dul ve yetimlerin gözyaşlarını silmiyorlar.

 

Anne!

Yoruldum bunları konuşup yazmaktan, ama onlar vazgeçmiyorlar zalimliklerinden,

Gölgesi gür ve meyvesi bereketli olan ağaçları, kesiyorlar köklerinden.

Utanıp arlanmadan, hayâsızca gülüyorlar ve de övünüyorlar kemliklerinden,

Her geçen gün, biraz daha insanoğlu uzaklaşıyor insanı cennetlik eden güzelliklerinden.

 

Anne!

Yüzlerce binlerce dostumun olduğunu biliyordum ama anladım ki çok yalnızmışım.

Ne yapıyorsam yapayım, akort tutmuyor insanlık sazım.

Envai türlü nimetlerin içinde olmama rağmen, kalmamış yaşama hazzım.

Yedi yabancı gibi olmuşlar, anlamak istemiyor beni ne eşim ne oğlum ve ne de kızım.

 

Anne!

Kuş tüyü yataklarda bile sevda sürmeli gözlerime girmiyor şipşirin uykular.

Bir hiç uğruna, boşu boşuna bulandırılıyor buz misali berrak akan pınarlar.

Bir küçük menfaat için, payı mal oluyor ar ve namuslar,

Yorulmuş insanlık yolunda en rahvan atlar, kursaklarda kalmış muratlar.

20/Şubat/2019

 

( Anne Ha Bire Üstüme Üstüme Geliyorlar başlıklı yazı sadeceo tarafından 20.02.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.