Bizimkisi bir aşk hikayesi, Bu aşk hayat yaşama aşkı.
Hayatın başlangıcı belli de nerde nasıl biteceği belli değil. Yıllar ne çok şey aldı götürdü bizden deriz, deriz de;
şöyle bir gerilere dalıp gideriz.

        İstanbul'un eski semtlerinin birinde ahşap sıcacık bir evde mutlu, dört çocuklu ailenin en küçüğü, dünyalar güzeli Zehra Dünyaya gelir. Annesi ev hanımı, babası Devlet kurumlarından birinde görev yapmaktadır. Zehra evin küçüğü olduğundan el bebek gül bebek bakılmış, kardeşleri, bir sözünü iki etmez babasının da kucağından inmeyen sevimli mi sevimli bir çocuk.
        Zaman geçtikçe Zehra ilk , orta ve Lise eğitimini tamamladıktan sonra yüksek öğretime başlamış. Yüksek öğrenim yaptığı sıralarda babası amansız bir hastalığın pençesine düşmüş ve çok kısa süren hastalığın sonunda hayatını kaybetmiştir. Babasının vefatından sonra maddi sıkıntılar başladığından öğrenimine birkaç yıl ara vermek zorunda kalmış.
        Yaşam savaşı artık başlamıştır. Ev hanımı olan annesi dört çocuğuyla İstanbul gibi yerde geçim derdine düşer. O zamanlarda konfeksiyon bu kadar yaygın olmadığından, giysiler terzilere diktirilirdi. Zehranın annesi de dul ve yetim maaşı bağlanması için mürecaat etmiş, ama maaşı aylar sonra bağlanmış . Maaş bağlanana kadar evde gece gündüz dikiş dikerek geçimlerini sağlamaya çalışmış. Kendilerine yardım eli uzatacak kimseleri olmadığından, çok zor günler geçirmişler.
        Çocuklar bir bir büyümüş, evlenerek evden zaman içerisinde ayrılmışlar. Zehra da yüksek öğrenimini tamamlamış o da bir kamu kuruluşunda göreve başlamış. 
        Güzeller güzeli Zehra da birgün gönlünü bir delikanlıya kaptırmış, güzel giden arkadaşlıklarının sonunda evlenmeye karar vermişlerve evlenmişler. 
         Mutlu bir evliliğinden üç evladı olmuş. Annesini de yanına alarak birlikte güzel günler geçirmişler. Çocuklar mutlu bir aile ortamında büyütürken, eşinin zaman içerisinde arkadaşlarına uyarak, İçki, kumar ihaneti başlayınca dünyası adeta başına yıkılmış.
Eşi, ne çocuklarını, ne de evini düşünür olmuş , kendi evine yabancı gibi gelip gitmeye başlamış. Güzeller güzeli Zehra ne yapacağını şaşırmış üç çocuğuyla bir başına ne yapar, günden güne düşünmekten zayıflamaya başlamış.
Çocuklar babaları gelmeyince, 
   -Anne babamız nerde ? 
   -Neden eve gelmiyor? gibi sorular sormaya başlamışlar. Ne cevap vereceğini düşünüp taşınıp, her defasında birşeyler anlatmaya çalışırmış, yine de; babalarını kötülemeden, çocukları babaya düşman etmeden ortamı yumuşatmaya çalışmış.
        Eşi eve geldiğinde eşine,
   -Neden bu hallere geldik? Mehmet demiş.. Mehmet'ten tık yok. Bak çoluk çocuk perişan, hergün seni soruyorlar ne cevap vereceğimi şaşırıyorum , gel yuvana dön hatalarımız neyse oturup konuşalım, güzelim yuvamızı dağıtmayalım dediyse de,

 Mehmet'in kendisi orda ama  aklı dışarda,
   - Ne varmış halimizde evinizdesiniz, kazancın da var neye muhtaçsınız , yediğiniz önünüzde yemediğiniz mi var demiş, sigarasını yakıp derin bir nefes alıp, kapıyı çarparak çıkıp gitmiş. Aklı beş karış havalarda, kendini delikanlı zannedip, evinin sorumluluğunu görmemezlikten geliyo.
         Yıllarca  döner diye beklemiş, beklemiş,  Zehra bir yere kadar dayanabilmiş, ne yaptıysa eşini evine döndermemiş, artık bundan bize fayda yok diyerek ayrılmaya karar vermiş.

         Birkaç mahkemenin sonunda ayrılmışlar, Çocukların velayeti anneye verilmiş. Zehra çocuklarıyla yaşamaya başlamış tek amacı onları yetiştirmek olmuş.
        Aradan birkaç yıl geçtikten sonra, Mehmetin etrafındakiler birer birer çekilip yalnız kalınca evini çocuklarını düşünmeye başlamış. Zehra'yla barışmak için yollar aramış. Zehra artık tüm kapıları Mehmet'e kapatmış,
Ve ona.
-- Bu kadar zamandır nerdeysen oraya git! Benim kapım sonsuza kadar sana kapandı. Bir daha yüzünü görmek sesini duymak istemiyorum, Geçti Bor'un pazarı demiş.
       
        Yıllarca evine çocuklarına bakmayıp, yaşlanıp düşkün olunca da evlatlarının kendisine bakmadığından yakınan yaşlılar da az değil.

        Bir ailenin nasıl başladığı ve nasıl dağıldığı, hergün tv haberlerinde , programlarında da görmekteyiz. Bunlar hayatın gerçekleri.      

         Dilerim herkes mutlu olsun, Böylesi mutsuz yaşantılar olmasın.
          Sevgiyle ve dostça kalınız.

 Melek DÖNMEZ 
İST.






( Çekilesi Çile Varmış başlıklı yazı Meleksultan tarafından 17.02.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.