Reenkarnasyon metafiziğinde siotyal bölge, utikamik hat, afokta ve oklabi ve tiobtiya başlıca idelerdir. Bunlardan siotyal bölge ölen kişinin vücudu ile doğacağı vücut arasındaki ara bölgedir. öz ruh burada taşıyıcı ruhu ile doğacağı yere taşınır. öz ruh bu anda uyku modundadır. önceki hayatı hatırlayamaması cesedinde bıraktığı hayat ışığı olan kutsal ışık birikimini terk etmesidir. sotiyal bölge ise ölmeden önceki bölgedir.biz ölünce taşıyıcı ruhumuz ile istediğimiz gibiyizdir. bunu ancak meskalini yaşayanlar anlayabilir. meskalin rüyada cenneti yaşamaktır.  Utikamik hat ise ruhu siotyal bölgeden vücuda çağıran esrardır. Hattın metafizik üstünlüğü eylemi önceden kabzetmesidir. Eylemin kabzı sabit olana yıllarca sürekli yapılan rabıta ile olur. Sürekli rabıta ise varlığın doğasında var ise olur. Afokta ise bir reenkarnasyon fiilidir. Ve reenkarnasyonda yapılan tüm metafizik sorgulamalara denir. Oklabi ise ruhun ölmüş vücuttan çıkma ve doğacağı vücuda girme isteğidir. Tiobtiya ise ruhun siotyal bölgede sadece anlık yaşamalarıdır. Bu anlıkta hafıza olmadığı için geçmişe dair hiçbir şey hatırlanmayabilir.


Kamebto:  Öz ruhun kuvvetli bir çekim ile taşıyıcı ruhta kendiliğinden durması. Taşıyıcı ruh bedende iken taşıdığı öz ruhun varlığını bedensiz ortamda daha fazla hissetmesi. Siotyal bölgede katı maddelerden geçerken konsantrasyonu yüksek oluşu ile öz ruhu da geçirebilmesi.

Baltufi: Öz ruh tabutunda uyandığı an anti çekim salgılaması ile taşıyıcı ruhla tabutundan havalanıp uzağa taşınması. Ve bu taşınma sonunda iki ruhunda korkuya kapılması. Çünkü vahşi doğada bedensiz ve bilgi çıplağı içindedirler. Taşıyıcı ruh çevre tanıdık olduğu için paniği erken atlatır.

Panakso: Öz ruh kendisine yapılan ölüm törenlerinden şiddetle kaçındığı için zihnini, o esnalarda hayatta iken okuduğu bilgilere adar. Zihninde tam metin oluşturabilirse bir süreliğine hem ölmüş vücudunu hem taşıyıcı ruhunu terk edebilir. Öz ruh töreni sevmez çünkü yapılan ölüm töreni isteyen insanlardır. Onlara faydası dokunur. Bu isteköz ruhta geri teper.

Tubellam: Öz ruh vücut karanlığa yani tabutundaki karanlığa girdiği an canına can katar. Çünkü bedenin madde ruhu esir edildiği için öz ruh ve taşıyıcı ruh bedenden enerji içer. Taşıyıcı ruh öz ruhun bu halini korumak için düşünmeme pozisyonuna girer. Çünkü esir madde ruhu enerjisini tam içmek ister. İçilen bu enerji  siotyal bölgede bilmeyi yani pusulayı sağlar.

Okapetu: Öz ruh düşündüğü an gizli ve görünmez bağlantı tarafından sürükleneceğini bilir ve taşıyıcı ruh hareket halindeyken düşünmez. Taşıyıcı ruh durunca da öz ruh, onun düşünce kalıntılarından faydalanır. Eğer öz ruh  taşıyıcı ruhun haretketsiz halindeyken de düşünmüyorsa  bu taşıyıcısında güvende demektir.

Koltalib: Taşıyıcı ruhun siotyal bölgede çok ihtiyaç duyduğu insan sesleridir.  Yeni bedenden çıkma sarhoşluğu ile en münasip ses için insanları aramasıdır. Taşıyıcı ruh bu çabadayken öz ruhun, kendi varlığını sorgulamaya başlamasıdır.

Denangu: Taşıyıcı ruha öz ruhun taşıma bilincini vermesinden dolayı yaşanan canlılık. Bu canlılık taşıyıcı ruhu geri çevirecek kadar cezbedicidir. O yüzden taşıyıcı ruh siotyal bölgede yavaş hareket eder.

Cenkuluk: Taşıyıcı ruhtaki  özel kokunun öz ruha siotyal bölgede gerekli olan ihtiyacını vermesi.

Nekarul: Siotyal bölgede öz ruhun taşıyıcı ruha yaptığı metafizik baskıdan dolayı hatırlamaları zora sokması.

Nemponi: Siotyal bölgede öz ruhun geride bıraktığına imrenmesi. Ve geride bıraktıklarını düşünürken bütün anılarının silinmesi.

Abrazem: Sotiyal bölgedeki hislerin başka insanlar tarafından da yaşanabilmesidir. Elbet rabıtası olan bir hissin yaşam uzunluğu daha fazladır. Bu bize sotiyal bölge hislerimizde kolaylık sağlar.

Odinebya: Ölen bir kişinin ruhunun vücudundan ayrılırken sotiyal bölgede tüm hatıralarını bırakması olayıdır.

Lekseti: Vücudumuzun manevrasını sağlayan taşıyıcı ruhumuzun gelişimini tamamlamasına denir.

Akoka: Ölürken yaşanan sıcaklığın öz ruh bilincini germesinden sonra öz ruhun soğuğa kavuşması ile bilincin normal hale gelmesine denir. Bilinç ısı ile gerilir. Bu bilinç işlevinin zirvesidir. Ama kontrol edilemez. İnsan ölürken öz ruh gerilim hissetmemişse sahip olduğu hatıralar asla geride kalmaz. Hatıralar öz ruhun kabzındadır. Siotyal bölgeden sorunsuzca yeni doğmuş vücuda aktarılır.

Balel: Ölmüş vücudundan çıkan taşıyıcı ve öz ruhta bilinç geriliminin devam etmesine denir. Siotyal bölgede bilinç geriliminin devamı ruhumuzda şekil almış bütün duyuların çalışmasına nedendir. Bilinç gerilimi ise hiç durmayandır.

Perittas olayı: Öldükten sonra ölü nefsin içinde öz ruhun oluşu, hayvanlara gidip  hayvan olmamızı engeller.

Maltın olayı: Nasıl ki bir arı çiçeklerden polen toplarken çiçekleri döllerse ruhta, taşıyıcı ruhun sayesinde yeni bedenine gider ve o bedene hayat bahşeder.

Meniksira olayı: İnci kefallerini düşünün. Onlar doğduklarında denize gider. Öleceklerinde doğdukları yere geri dönerler. Orada ölmeden önce yumurtalarını bırakırlar. İnsan da öleceğine  yakın ruhu, doğacağı  yere büyük bir zevkle gider. Ve orada doğar.

Nuzikida olayı: Ölen bir kişinin doğacağı yer uzak oldukça ruh, önceki bağlantılarından koptuğu için kabul metafiziği devreye işler. Kabul kişinin inandıkları ve yapacakları vb. şeyler.

Elken olayı: Yemeklerden geçen olot kalıntısı (milyonlarca yıl önce yaşamış canlıların bıraktıkları nur izi) Siotyal mesafede birbirine kaynar. ve işlevsiz kalır.İşlev zamanla yerini yemeklerin nuruna devreder. Lezzet kademesine göre ve yenmiş en eski, en yeni yemeklerin nuru sıra ile ruha akar. Bu sayede ruh açık bölgede olduğu için (siotyal bölge) yemeklerde olan bağlantılar birbirine kaynar. Kaynama gece olmaz. Bağlantılar (görünmez ve gizli) gündüz güneş varken daha çok birbirine kaynar.

Loarke: Öz ruhun siotyal mesafede taşınırken, uyku halinde görünmez ve gizli manevi hatları yoğun şekilde eğirmesi. Bu coşmuş öz ruhun yapısında olan okalik yapısının girdap, dönme hızının artması ile okalik yapısının içinde kapoxi'nin  nur, zerreciği eğirmesini bırakıp görünmez ve gizli manevi hatların eğirmesine geçmesidir.

Erastukilen: Ara bölgede öz ruhun müziği hissetmesi ve bunun insanlara isabet etmesi. Müzik hissedildiği an öz ruhun bıraktığı manevi hatların bir yeti eksilmesi yaşatması.

Beydaika: Öz ruhun önceki bedenden bulaşan kan nurunun sıcaklık sağlaması ve öz ruh bu sıcaklık ile taşıyıcısında ki dengesini sağlamlaştırmasıdır.

Danenturi: Önce ki bedenden zihindeki kabul edilmişlerin nurdan soğuması ile ara bölgede  öz ruha sirayet edip düşünce denen yetiyi zayıflatarak öz ruhu kendine yabancı kılması.

Etnekyene: Öz ruhun ara bölgede önce ki bedeninde hissettiği acıları yüklenmesidir. Acı önce nur olarak yüklenir. Ve acıya sebep olan bilgiler ara bölgede öz ruhu korkusundan şüphe ettirmez. Ve öz ruhun geçmişten  Ve acı öz ruhun geçmişten taşıdıkları arasındadır.

Kamerlarit: Öz ruh gücü hat safhada olan duygulara ulaşmak için içine girdiği bir çaba. Çaba hareketlendikçe hem geçmişten getireceklerinden şüpheye düşmez hem gücü uyanmakta zorlandığı hale aktarır.

Menderyada: Öz ruhun, bedenden çıktıktan sonra huzurunu sağlayan terk ettiği hayatına yabancılaşması. Öz ruh girdabı o an yalnızca yakın tanıdıklarından eğirir.

Huliyatiba: Öz ruha ara bölgede taşıyıcı ruhun tüm olumsuzluklara kalkan olması. Kalkanın sürekliliği taşıyıcı ruhun rahat olmasındandır. Çünkü zevkle kolay hedefine gidiyordur.

Temberyukat: Taşıyıcı ruha akan gücün, okuyabildiği taşlardaki iz yazılarından ve kumlarda gizli olan açığa çıkmamış arkaik nuru içmesi ile gelmesidir. Öz ruh bu akışı hisseder. Hissettiği an taşıyıcı ruh kendine akan gücü yeniden müşahade eder. 

Karasette: Öz ruh ara bölgede güneş ve ay hariç insanların yapay ışıkları ile karşılaştığında taşıyıcıda ki, kendi zihninin açılması ve taşıyıcı ruhun bunu engelleme isteği. Çünkü öz ruhun zihni açıldığında taşıyıcı ruh güç kaybeder.

Rabutekal: Ara bölgede taşıyıcı ruhun öz ruha nadirde olsa sorular sorması. O an öz ruhun zihni açıktır. İnsanların yaşadığı mekanlara girme kritiği sorulanlar ile ilgilidir. Çünkü taşıyıcı ruhun görevi bitince özgürlüğüne eğrilen beraberinde, taşıdığı görünmez ve gizli hatlardan kurtulması buna bağlıdır.

Tarusem: Ara bölgede ki yolculukta insanlarla karşılaşıldığında taşıyıcı ve öz ruhun hemen istikamet üzerindeki bir insanın bedenine girmesidir. Çünkü bedensiz ruhlara güneş ışınlarının zarar vermesi ile ruh bünyesinin içten içe erimesine neden olur.

Rakulepet:  Öz ruhun ara bölgede insanların yazmış oldukları harflere bakmak istememesidir. Çünkü bedensiz haldeyken harflerin görünmez ve gizli gücüne daha çok tanıktır. Eğer öz ruhta harflere yakınlık var ise bıraktığı hayattan izlere sahip olmak için o harflerle kelime kurmaya çalışır. Bu, öz ruhun artık aktif hale gelmesi demektir.

Vana olayı: Mısır piramitlerinde kırık demir bir vanayı düşün. Egemen olan vana taşıyıcı ruha görünmez ve gizli bir bağlantı ile hat çeker. Diğer hat vanadan doğacağı bedene üçgen açısı yapar. gerilim belirmesi ile kolayca yer bulunur. 

Parklar esatir kuralı: Elvis’in yaşantısı bir ip yumağı gibi eğrilerek sarıldı. O ip yumağı koparılıp bir kenara konuldu. Küllenmiş közü alevlendirmeye çalışanlar acı ve ızdırap çektiler.

Letarji: Elvis tabutundayken kendi ruhunu görmesine denir.

Gratmati: Elvis’i gördüğümüzde tüylerimizin diken diken olması. Kendimizi Elvis hissetmek (gratmati yaşamak). Elvis’ten gelen kutsal ışığın kalbimize inmesi. Elvis ile ilgili kutsal kitap (haritalı ateş)

Ekskarnasyon: Ruhun bedenden ayrılışı.

Tuna M. Yaşar





( Reenkarnasyon Metafiziği başlıklı yazı Tuna M.Yaşar tarafından 13.02.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.