Ruhlarımız var, üflendi ama sönmek üzere. Mefhumların arasında afyon kapma telaşındayız her birimiz. Afyonlanmışız ama bir türlü dâhil olamamışız paralel evrenlere. Sarmalındayız, salındayız ve salınmaktayız bir beşer olarak. Beşeriz ama bir değiliz. Bir olmamak ne güzel ah bir bilseniz! Gece var gündüz deviren, tıpkı ruhlarımız gibi yekpare. Yekpareyiz ama pare olamıyoruz hiç bir zaman. Zaman da adı konulmamış bir süreç işte. Cinlerimiz var ama biz kabilelerinin peşindeyiz. Can deriz aslında, biz de bir misafiriz. Öyle ki bakıp çıkmak için değil, bir ses seda bırakmak için dünyadayız. Ses var soluk varsa eğer. İnançlarımız var ulaşabildiğimiz kadar. Kimi körpe, kimi kulaktan dolma! İnançsızlıklarımız var, o da bilin ki öyle. Çünkü derinde değiliz, su var yüzmeye takat yok. Kâinatta savrulup duruyoruz, ya da tam yerimizde sayıyoruz. Neden var ama nedensizlikler de hak getire. O yüzden demeye gerek yok. Var oluyoruz. Yok oluyoruz. Yoktan var devşirip tekrar varıyoruz. Ya surdan atladık, ya da levh-i mahfuzda işlendik. Ya da hiçlikten siluet olarak belirdik.
Ruhun ruhuna göçmeden, her şey muallaktır bundan sonra!
( Ahir Zahir - Muammer Gündüz başlıklı yazı Okur_ tarafından 18.01.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.