Genç kız kendini zor bela vapura atmıştı... işin getirdiği yorgunluktan  ayakta zor duruyordu...Bir üst güverteye çıktı kendi  en kuytu köşedeki tahta  banka  bıraktı... kafasını arkaya  attı gözlerini kapadı bir sürede olsa vapur yanaşana kadar uyuklamak istiyordu... bir süre sonra bankın  arka kısmına bir birine delice aşık bir çift sarmaş dolaş oturdu... Genç  kız onların konuşmalarını duyuyor ama biraz meraktan birazda yorgunluktan gözlerini açmıyordu ..

Çiftin arasındaki konuşma:

****aşkım çok mutluyum...

----bende sevgilim....

*** aşkım gözlerime bak hadi...

Erkek kadının çenesinden tutup gözlerini gözlerine mühürledi...bir süre öyle kalan çiftten erkek olan...

--- ah be sevgilim  gözlerinde bitmek tükenmez bilmeyen  aşkımızı görüyorum... içerisinden kendimi kayıp edip , kayıp edip tekrar buluyorum.. öyle güzeller ki     deniz gözlerin beni benden alıyor...ömür boyu o gözlere bakmak istiyorum.

İki sevgili  sımsıkı sarılıp cilveleşiyor  romantik, romantik  denize bakmaya devam ediyordu..

Genç kız gülümsüyordu...öylesine özenmiş, öylesine hoşuna gitmişti ki ,bu tablo bir önce evine, mahallesine gitmek..Hasanı bulmak  ona gözlerinde ne gördüğünü sormak istiyordu... böyle bir romantik  anı yaşamak benimde hakkım diye düşünüyordu.. uzun uzun iç çekti ... çocukluktan beri  aşık olduğu Hasan hiç bir zaman ona böyle güzel şeyler söylememişti... ama vakti gelmişti artık ... ona gözlerinde ki aşkı  gösterecek en azından  güzel bir kaç sevgi sözü duyacaktı..vapur yanaşır yanaşmaz   koşturarak İstanbul un  arka mahallerindeki evinin yolunu hızlı adımlarla tuttu... yolda Hasan nın arkadaşı Rızaya rastlayınca  hemen çarçabuk sordu....

----Rıza.... Hasan nerede kahvede mi.?..

*** yok abla Hasan işe gidecekti gece vardiyasın da ..sabah gelir ..

---- aaa evet unutmuşum ben  ..servis gene  köşe başındaki  durakta bırakıyor değil mi..

*** evet abla...

 

Genç kız biraz hayal kırıklığına uğramıştı ... bu güzel sevgi sözcüklerini  duyması biraz ertelense de  içinde büyük bir heyecan duyuyordu.. yatacaktı kalkacaktı sabah 8 de koşarak durağa gidecekti ... hasan servisten iner inmez kolundan tutup onu kenara çekecekti  ve soracaktı...

Öylede yaptı .yattı kalktı.. yüzünü bile yıkamadan üstünü giydi koşturarak  durağa gitmesiyle serviste   geldi...

Hasan yorgun argın feleği şaşmış bir  halde servisten iner inmez  Hasan nın koluna yapıştı.. Hasan ne olduğunu şaşırmış aval aval  genç kıza bakıyordu.. mutlaka önemli bir şey olmalıydı yoksa genç kızın bu saate burada ne işi vardı...

 

Kız insanlardan uzaklaştıktan sonra Hasanın kolunu bıraktı.. gülümsedi...

*** günaydın Hasanım...

---- günaydın .. ne oldu gülsüm hayır olsun inş...

*** yok yok bir şey  Hasan  bir şey diyeceğim sana..

---  bu kadar acele ne ola ki

***Hasan  gözlerime bakar mısın ...

Hasan hala ne olduğuna niye olduğuna  niçin olacağına  bir anlam veremiyordu...

**** baktın mı?

---- baktım gülsüm..

 

Genç kız nefesini tutmuş gülümseyerek duyacağı o güzel sözlere  hazırlamıştı...

***hadi söyle ne görüyorsun gözlerimde...

 

Hasan  daha dikkatli baktı çakmak çakmak bakan bu gözlere...

--- çapak gülsüm sen yüzünü yıkamadın mı....

 

Sonrası Hasan  nın yüzünde  patlayan bir tokkatı..

 

 

 

........................evet  biz yazdık biz tercüme edelim....

Hiç kimsenin  gördüğünden fazlasını  görmesini sağlayamayız.. herkesin sevgisi  ,herkesin ilgisi, herkesin sevme şekli farklı farklıdır... kimi okşarcasına sever, kimi dövercesine, kimi içinden akan sevgiyi şairane anlatır kimide odun gibi, kimin ne kadar sevdiği dilinden dökülen le ölçülemez. Sadece yüreğinden yüreğini  okuya biliyorsan anlarsın.... günümüzde  sadece laf olsun  diye söylenen o süslü sözleri aşk sanan  aşkın  lay lay lomdan ibaret olduğunu düşünenler sayesinde aşkın anlamı , aşkın  özü değişikliğe uğramıştır.. ve bu yüzden çok çabuk tükenen rafa kalkan .. süslü sözler bitince   zorluklara dayanamayan  su götüren laçka aşklarla dolu bir dünya yaratılmıştır.kimin eli kimin cebinde kimin yüreği kimin yüreğinde beli olmayan bu aşk sanılan şeye ben aşk demiyorum .... sadece bir heves...tabi ki herkesi  aynı kefeye koymuyorum  lakin gördüğümde o ki gerçek aşkları toplasam bir kefe bile etmiyor.....

 Yolunuza gerçek aşk çıkarsa şayet onu dilde aramayın, gözde aramayın, onu süste püste aramayın... onu sol yanınızda arayın.. onu yürekte arayın.... aşk dediğin  süslü püslü sözlerde değil   zorluklara birlikte göğüs geren yüreklerdedir....

 

Silgisizce............

not: bir temel fıkrasından uyarlanmıştır

( Gerçek Aşk Silgisizce Bir Hikaye başlıklı yazı SİLGİSİZce tarafından 13.12.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.