Psikolojim bayağı bozulmuştu. Niye ki
ne, kafanı bozacak ne var ki ekonomi tıkırında, kimsenin geçim derdi yok, ülke
sütliman, anarşi bitme noktasına gelmiş... Yok canım, ben de inandım. Ancak
benim psikolojimi bunlar bozmadı, bozamaz da ... ''O zaman ne bozdu söyle de
halledelim Hikmet birader?'' dediğinizi duyar gibi oluyorum. Anlatacağım, acele
etmeyin...
Psikolojisi bozulan insan ne yapar? Ya
bir psikolog ya da psikiyatra gider. Ben de öyle yaptım. Bir arkadaşımın
tanıdığı iyi bir ruh doktoru hem de doçentmiş. Randevu alıp atladım gittim.
Güzel bir muayenehanesi var. İçeri girip randevum olduğunu belirttim. Bir
müddet sonra içeride ki hasta çıkınca Ekrem Hoca beni içeriye aldı...
- Merhaba Hikmet Bey. Sanırım ilk defa
geliyorsunuz bana?
- Evet, doktor bey hayatımda ilk defa
bir psikiyatr ile karşı karşıyayım...
- Nedir hayatta sizi zora sokan durum.
- Sormayın doktor sormayın.
- Elbette soracağım sormadan nasıl
öğreniriz sıkıntınızı...
- Canım lafın gelişi işte
- Gelsin bakalım laf biz de karşılar
göğüs istopu yaparız
Gülüşmeler kakara ve kikiriler...
- Kimse yok değil mi bizi dinleyen?
- Yok yok merak etmeyin.
- Dinleyen varsa mahvolurum da
- Sizi temin ederim yok Hikmet Bey.
- Biri duyarsa bu konuştuklarımızı
bittiğimin resmidir.
- Niye gizli bir göreviniz mi var?
- Yok öyle değil gizli mizli görev yok.
- O zaman anlatın bakalım, isterseniz
çocukluğunuza da ineriz bir zaman sonra.
- Benimki başka başka.
- Tamam dinliyorum rahat olun bir doktor
ile hastası her zaman sırdaştır merak etmeyin.
- Bana büyük ikramiye çıktı.
Bir an doktor şaşırır!
- İyi işte ne güzel, bunda tedirgin
olacak ne var?
- Yapmayın doktor, tedirgin olacak ne
var demesi kolay.
- Paranız artmış belki geçim darlığı
çekiyordunuz, rahata erdiniz işte fena mı?
- Fena tabi fena.
- Ne fenalık olabilir ki? Merak ettim
doğrusu?
- Sürekli birileri tarafından takip
ediliyor muşum düşüncesini kafamdan bir türlü atamıyorum. Geçen gün kahvede
arkadaşlar konuşurken kulak misafiri oldum, böyle büyük paralar kazandın mı
mafya adamın peşine düşermiş. Hemen bilir miş onlar kime çıktığını...
- Hadi canım olur mu öyle şey?
- Öyle demeyin doktor ben günlerdir
doğru düzgün uyku uyuyamıyorum.
- Oooo bayağı dağıtmışsınız kendinizi
desenize...
- Hem de nasıl hem de nasıl?
- İlk önce sakin olmaya çalışın
- Demesi kolay doktor yolda bile
yürüyemiyorum vallahi...
- Anlıyorum, paranoya olmuş bu siz de
sürekli takip edildiğinizi ve birileri tarafından da kaçırılacağınızı
düşünüyorsunuz...
- Aynen öyle tam üstüne bastınız...
Bir müddet sessizlik olur
muayenehanede...
- Hikmet bey şöyle akıl vereyim size
naçizane o zaman.
- Verin verin çok akıl verin zaten ben
de akıl kalmadı doktorum...
- Bir bankacı ya da banka müdürü
arkadaşınız yok mu?
- Var bir iki tanıdığım samimi
arkadaşım.
- Tamam işte, onun ile anlaşın bir
şekilde o alsın parayı ya da çeki sonrada kendi bankasına yatırsın, siz de bu
sıkıntıdan kurtulun...
- Evet biraz akla yatkın.
- Tabi ki canım hemen hemen herkes böyle
yapıyor zaten.
- Oh şimdi rahatladım be vallahi!
- Nasıl ama şipşak çözdük sorununuzu
değil mi?
- Vallahi bu kadar kolaymış demek ki...
O arada sekreter hanım kahve ikram eder
doktor ve hastasına...
Kahveler içildikten sonra takıntılı
Hikmet Bey izin ister ve kalkacaktır... Kapıya yönelir... Tam çıkarken aklına
takılmıştır...
- İyi de doktor ya bankacı arkadaşım
parayı veya çeki de alıp yurt dışına çıkarsa ne halt ederiz?
- O kadar da değil Hikmet sen de iyice
işin ...okunu çıkardın. Bir tane de güvendiğin bankacı arkadaşın oluversin
artık...
- Tamam da ya kaçarsa, ne yaparım ne
yaparım?
- Yine bana gelirsin Hikmet yine bana
gelirsin o zaman çocukluğundan başlar her bir yere ineriz beraber, ineriz
billahi...