*
çevre sessizliğe ve sarıya büründü
ruh ülkesinin mevsimlerinde .
güz geldi sonra.
geçti gitti o firari gök,
ve uçurtmalar kopup gitti
sonra bütün renkleriyle …
sahillere lodoslar vurdu hep
köpüklü, kocaman dalgalarla birlikte
vahşi çığlıklarıyla martılar,
tuhaf tuhaf kuşlar
*
ve sonra sıfırın altında 30 derece de çılgıncasına
soğuk bulduğunu dondurdu
soluğu, nefesi ,elleri, yüzü
hiçbir bahane göstermeden
sürgün yemiş memleketlerde
ayakları pabuçsuz, çorapsız
ölen bebeyi de dondurdu.
çıplak, yapraksız ağaç dallarını
kapanmış göz kapaklarını, dudakları, kulakları, yanakları
*
ücra köylerde serçe kuşlarını da dondurdu
beyaz ipekler arasına sarılmış ölüm nedenlerini ayrıntıları çocukların saklandığı yerde
yollar yeniden açılınca
uzak kentlere
karın üstünde yalınayak yürüyüp gidecekler
*
diclenin tüm kentleri sitem doluydu
karın adı kar değil belki de.
kış kıyamet demekti
haritadan silinircesine bomba yağdırılan kentler demekti
çuvalda, battaniyede ve tabutta.
soğukta yanmak demekti
lapa lapa yağarken kar,
buzdan aynalarda kardan adam olmak demekti
*
soğuk yüklüydü rüzgar
çatısından buzlar asılmış ahşap evleri
masal ile gerçeğin birbirine karıştığı kış gecelerini tekmeliyordu, kapıları ,pencereleri yumrukluyordu
kimse evinden çıkmasın diye anonslar geçiyordu
çok uzaklarda cadıların fırtınada bağrışmaları
kurt ulumaları
anadoluda kış, acı bir mevsm demekti
*
her şeye hükmünü geçiriyordu kış
fiyakaları bozuyor.
hayat duracakmış, dursun diyor
işler aksayacakmış, aksasın diyor
insana geçmişi hatırlatıyordu kış kimler kardan adam yapmadı ki
kimler sıcacık yanan bir sobanın üstünde
kimler şiir yazmadı ki...
kışa, şiir armağan etmeyen şairler utansın .
*
redfer